Dernek
Bültenler
Basın Bültenleri
2009 Dünya Kalp Günü - "KALBİNİ SEV DEĞERİNİ BİL"
2009 Dünya Kalp Günü - "KALBİNİ SEV DEĞERİNİ BİL"
Türk Kardiyoloji Derneği, Becel sponsorluğunda Dünya Kalp Günü öncesi yeni bir kampanyaya başlayacağını duyurdu. "Kalbini Sev Değerini Bil" isimli kampanyayla kalp - damar sağlığı konusunda bilinç oluşturmaya devam edilecek.
"Kalbini Sev Kırmızı Giy" kampanyasıyla kalp - damar sağlığı konusunda bilinçlendirme çalışmaları yürüten Türk Kardiyoloji Derneği (TKD), Becel sponsorluğunda yeni bir kampanya başlatıyor. "Kalbini Sev Değerini Bil" isimli kampanya, daha önce yürütülen "Kalbini Sev Kırmızı Giy" kampanyasında olduğu gibi farkındalık çalışmaları sürdürülecek.
Türkiye’de her yıl 207.000 kişi kalp ve damar hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiriyor. Bu her 2,5 dakikada 1 kişinin hayatını kaybettiği anlamına geliyor. Bu gerçekten yola çıkan Türk Kardiyoloji Derneği, Dünya Kalp Günü öncesi düzenlediği basın toplantısında, Becel’le yürüteceği bilinçlendirme çalışmalarına "Kalbini Sev Değerini Bil" kampanyasıyla devam edeceğini açıkladı.
24 Eylül’de Radisson SAS Otel’de düzenlenen basın toplantısına; TKD Genel Başkanı Prof. Dr. Çetin Erol, TKD Basın ve Halkla İlişkiler Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Karpuz, Unilever Gıdadan Sorumlu Pazarlama Direktörü Özgür Kölükfakı, Becel Ürün Müdürü Işıl Bayraktar ve kampanyanın tanıtımı için web uygulamasında rol alan Demet Evgar katıldı. Basın toplantısında kampanyayla ilgili bilgilerin yanı sıra TNSPiar araştırma şirketinin kalp - damar sağlığıyla ilgili farkındalığı ölçen Trendpoll araştırması hakkında çarpıcı bilgiler verildi.
24 Eylül’de Radisson SAS Otel’de düzenlenen basın toplantısına; TKD Genel Başkanı Prof. Dr. Çetin Erol, TKD Basın ve Halkla İlişkiler Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Karpuz, Unilever Gıdadan Sorumlu Pazarlama Direktörü Özgür Kölükfakı, Becel Ürün Müdürü Işıl Bayraktar ve kampanyanın tanıtımı için web uygulamasında rol alan Demet Evgar katıldı. Basın toplantısında kampanyayla ilgili bilgilerin yanı sıra TNSPiar araştırma şirketinin kalp - damar sağlığıyla ilgili farkındalığı ölçen Trendpoll araştırması hakkında çarpıcı bilgiler verildi.
"Kalbini Sev Kırmızı Giy" kampanyası kolesterol konusundaki bilinci 2 katına çıkardı
TKD Genel Başkanı Prof. Dr. Çetin Erol, ‘"Kalbini Sev Kırmızı Giy" kampanyasıyla birçok farklı bilinçlendirme çalışması yürüttük. Bu çalışmaların ve kampanyanın toplumdaki yansımasını ve etkilerini tespit etmek amacıyla bir araştırma yaptırdık. TNSPiar’ın 18 ilde toplam 2043 kişi üzerinde yaptığı Trendpoll araştırmasına göre; "Kalbini Sev Kırmızı Giy" kampanyası sayesinde kolesterol konusundaki bilinç iki katına çıktı’ dedi. Ülkemizde her 5 kişiden 2’sinde yüksek kolesterol görüldüğünü belirten Erol, "Kalbini Sev Değerini Bil"kampanyasıyla bilinçlendirme çalışmalarını arttırarak sürdüreceklerini söyledi; Sağlık Bakanlığı’nın da "Kalbini Sev Değerini Bil"kampanyasını desteklediğini belirtti. Kampanyayı tüm Türkiye’ye duyurmak ve kalp sağlığı bilincini oluşturmak amacıyla tanıtım filmlerinin televizyon, radyo ve internette yayınlanacağını; bu yeni kampanyanın, Dünya Kalp Federasyonu’nun belirlediği ve "Kalbinle çalış" sloganıyla somutlanan "işyerinde kalp sağlığı" odaklı bu yılki Dünya Kalp Günü’nde başlatıldığını vurguladı.
Prof. Dr. Hakan Karpuz "Daha önceki yıllarda ailece ve arkadaşlarla birlikte kalp sağlığına özen gösterme çağrılarını Dünya Kalp Federasyonu bu yıl işyerlerine taşıyor. Çünkü 15-65 yaş aralığında uyku dışı yaşamımızın yarısını işyerlerimizde geçiriyoruz. Sağlıklı bir bedenle çalışmanın gerek motivasyon ve verimlilik gerekse sağlık sorunları nedeniyle işe gidememe ve işbaşında verimlilik açısından çok ciddi olumsuzluklar getirdiği yalnız sağlık kuruluşlarınca değil ekonomik kurumlarca da yapılan araştırmalarla kesinleşmiş durumda. İşyeri sahip ve yöneticilerinin, en az makineleri kadar çalışanlarına da özen göstermeleri, onları kalp ve damar sağlığı konusunda bilgilendirip sağlığa uygun çalışma koşulları yaratmaları yalnız çalışanları için değil kendi işyerlerinin başarısı için de elzemdir," dedi. Prof. Karpuz, Türkiye’de kalp ve damar hastalıklarına yakalanma yaşının Avrupa ortalamasından 10-12 yıl daha erken olduğunu, bunun da insanlarımızı -ve işyerleri için çalışanlarını- en verimli çağlarında yitirdiğimiz anlamına geldiğini söyledi ve "Üstelik alınabilecek maliyeti çok düşük bazı tedbirlerle bu sonuçlara erişilebilir. Örneğin asansörlere ‘sağlığınız için merdivenleri kullanınız’ tabelaları koymak, işyerlerinde sigara bırakmayı özendirmek, işyerinde çıkan yemeklerde tuz oranını azaltmak, meyve ve sebze ağırlıklı, sağlıklı ve az yağlı yemekler çıkarmak, birlikte egzersiz yapmayı özendirmek, düzenli sağlık kontrolleri yaptırmak, işyeri hekim ve hemşirelerinin çalışanları bu konularda bilgilendirmelerini sağlamak, k gibi çalışmaların bu türden önemli etkisi olan yöntemler olduğu kanıtlanmıştır," diye ekledi.
Unilever Gıdadan Sorumlu Pazarlama Direktörü Özgür Kölükfakı ise ‘Kalp ve damar hastalıkları, her yıl trafik kazalarının 47 katı kadar insanının yaşamını yitirmesine neden oluyor. Oysa erken önlem alındığında hastalıklarından % 80 oranında korunmak mümkün’, dedi. Becel’in 40 yılı aşkın süredir kalp sağlığı çalışmalarına destek olduğunu söyledi. Dünya Kalp Federasyonu ve Türk Kardiyoloji Derneği’nin bu yılki işyerlerine yönelik çağrılarına kendilerinin candan katıldığını belirten Kölükfakı, önerileri uygulamaya başladıklarını, çalışanlarına yönelik kalp-damar sağlığı taramalarının da planlandığını belirtti.
Kampanya için özel olarak oluşturulan, interaktif ve eğlenceli bir yapıya sahip www.kalbinisevdegerinibil.com isimli web sitesinde ise ünlü oyuncu Demet Evgar rol aldı. Basın toplantısına katılan Evgar, kalp sağlığı konusunda önemli bir farkındalık yaratan böyle bir kampanyada rol almaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti. Evgar, site aracılığıyla ziyaretçilerin bir yandan eğlenip bir yandan kalp sağlığıyla ilgili bilgilere ulaşabileceğini sözlerine ekledi.
TÜRK KARDİYOLOJİ DERNEĞİ ve DÜNYA KALP FEDERASYONU HABER BÜLTENİ
DÜNYA KALP GÜNÜ - 27 EYLÜL 2009 PAZAR
“KALBİNİZLE ÇALIŞIN”
Kalp hastalığı ve inme riskini azaltmak için daha sağlıklı işyerleri
27 Eylül 2009 – 27 Eylül 2009 Dünya Kalp Günü yaklaşırken, ülke yönetimlerini, işverenleri ve çalışanları daha sağlıklı iş ortamları yaratmaya çağırmak amacıyla Dünya Kalp Federasyonu, Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Ekonomik Forumu güçlerini birleştirdi. Dünyada birinci sıradaki ölüm nedeni olan kalp hastalıkları ve inme, her yıl dünya genelinde 17.2 milyon can kaybına neden olmaktadır. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarını, fiziksel aktiviteyi ve sigara kullanımını kısıtlamayı destekleyen işyeri iyileştirme programlarının, hem yaşam kurtarmak hem de verimliliği artırmak için maliyet etkin bir yöntem olduğu kanıtlanmıştır.
|
Prof. Dr. Pekka Puska |
Dünya Kalp Federasyonu başkanı Profesör Pekka Puska’ya göre “Küresel mali sistemleri iyileştirmek için sınırsız bir enerji ve milyar dolarlar harcamaktan çekinmeyen ülke yönetimleri ve iş dünyasının liderleri, aynı ilgiyi işgücü sağlığına da yönlendirmelidirler.” Dünya Kalp Günü’nü Nijerya Abuja’da resmen başlatan olan Profesör Puska, tüm Afrika ülkelerinin katıldığı üç günlük konferans sırasında, kalp hastalıklarını, inme ve diyabeti önleme ve bu hastalıklardan korunma konularını tartışmak amacıyla toplum liderleriyle ve sağlık profesyonelleriyle bir araya geldi.
Türkiye’de her yıl 207.000 kişi kalp ve damar hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiriyor. Bu her 2,5 dakikada 1 kişinin hayatını kaybettiği anlamına geliyor. Yaşam biçiminde yapılacak küçük değişikliklerle kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanan ölüm riskini %80 oranında azaltmak mümkün.
Kalp hastalıkları ve inme gibi kronik hastalıkların toplum üzerinde yarattığı yüke geçmişte de dikkat çekmiş olan, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Dr. Margaret Chan “uzun yıllar sadece zengin toplumları etkilediği düşünülen kalp hastalıkları, kanser, diyabet gibi kronik hastalıklar, artık düşük ve orta gelirli ülkelerde en ağır yükü oluşturmaktadır…” diyor ve ekliyor: “Uzun süreli bakım gereksinimi sağlık sistemleri ve bütçeler üzerinde büyük bir baskı yaratmaktadır. Fakirlik sınırının altında yer alan milyonlar, bakım için gereken yıkıcı maliyetin altından kalkamamaktadır.”
Sağlıklı yaşam alışkanlıklarını teşvik etmek için işyerleri ideal ortamlardır. Çoğu insan zamanının büyük bölümünü işyerlerinde geçirmektedir. Bu yıl yapılan çağrı “Kalbinizle Çalışın” oldu. Sigara kullanmanın yasaklanması, daha fazla sebze ve meyve tüketimi ve çalışanların daha fazla fiziksel aktiviteye teşvik edilmeleri gibi küçük değişiklikler, daha sağlıklı yaşam hedefinde büyük bir fark yaratabilir. Bu önlemler sadece kalp hastalıkları ve inmenin önlenmesine yardımcı olmakla kalmayıp, dünya genelindeki tüm ölümlerin % 60’ına neden olan diyabet, kanser ve kronik solunum hastalıklarının önlenmesine de katkı sağlayabilir.
Verimliliğin artması, hastalık nedeniyle işgünü kaybının % 20 azalması, sağlık giderlerinin düşmesi, moral artışı ve kurumsal görünümün iyileşmesi yanı sıra çalışan sadakatinin artması, işverenin başlıca kazançları olarak öne çıkmaktadır.
Dünya Kalp Federasyonu, üyeleri ve ortakları aracılığıyla, tüm dünyadaki en iyi uygulamaları ortaya koyan bir dizi çalışmayı bir araya getirdi.
Konuyla ilgili daha fazla ayrıntı içeren broşürleri, posterleri ve tanıtım filmini Türk Kardiyoloji Derneği web sitesinde www.tkd.org.tr Türkçe olarak ya da Dünya Kalp Federasyonu web sitesinde www.worldheartday.org İngilizce olarak bulabilirsiniz.
Tüm dünyada birinci sırada ölüm nedeni olan kalp hastalıkları ve inmeden dolayı her yıl dünya genelinde 17,2 milyon kişi yaşamını kaybetmektedir. Çalışanları sağlıklı beslenmeleri, egzersiz yapmaları ve tütün kullanmamaları yönünde cesaretlendiren işyeri ortamını iyileştirme programlarının, hem yaşam kurtarmak hem de verimliliği artırmak açısından maliyet etkin yöntemler oldukları kanıtlanmıştır. Dolayısıyla, bu yıl “Kalbinizle Çalışın” teması çerçevesinde şekillenen Dünya Kalp Günü’nde tüm dünyada insanlar, daha verimli ve daha uzun bir yaşama giden kalp dostu adımlar atmaya teşvik edilmektedirler.
Bu yıl 27 Eylül Pazar günü kutlanacak olan Dünya Kalp Günü’nün amacı, toplumda kalp hastalıkları ve inme bilincini artırmak, ayrıca, kalp sağlığını koruyan bir yaşam şeklinin iş yaşamına katkısının önemini vurgulamaktır.
Yüzden fazla ülkede kutlanacak olan Dünya Kalp Günü çerçevesinde, sağlık kontrolleri, halk yürüyüşleri, koşular ve konuşmalar gibi etkinlikler düzenlenmektedir. Ülkelere özgü etkinlikler hakkında daha fazla bilgiyi www.worldheartday.org adresinde bulabilirsiniz.
Dünya Kalp Günü’nün amacı nedir?
Dünya Kalp Günü’nde yapılacak etkinlikler sağlık kontrolleri, yürüyüşler, koşular, ip atlama yarışmaları, egzersiz seansları, halka yönelik konuşmalar, sahne gösterileri, bilimsel oturumlar, sergiler, konserler ve spor karşılaşmalarını içerecektir. Sizin bölgenizdeki etkinliklere ilişkin ayrıntıları www.worldheartday.org adresinden öğrenebilirsiniz.
Kalp dostu bir yaşam şeklini iş yaşamınızla bütünleştirmeniz neden bu kadar önemli?
-
Birçoğumuz günün büyük bölümünü iş yerlerinde geçirmekteyiz. İşyerinde sağlıklı yaşam alışkanlıklarının desteklenmesiyle, kalp hastalıkları ve inmeyi de içeren birçok hastalığın riskinin azaltılabileceğine ilişkin çok sayıda kanıt bulunmaktadır. Örnek olarak, Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Ekonomik Forumu tarafından 2008’de yayımlanan ortak bir raporda, işyeri koşullarını iyileştirme programlarının etkinliğine ilişkin randomize, kontrollü çalışmaların sonuçları gözden geçirilmiştir. Genel olarak ele alındığında, fiziksel aktivite ve sağlıklı beslenmeyi hedefleyen programların aşağıdaki konularda etkili olduğu ortaya çıkmaktadır:
-
Yaşam şekli alışkanlıklarını değiştirmek – fiziksel aktiviteyi artırmak ve beslenme alışkanlıklarını iyileştirmek
-
Sağlıkla ilişkili sonuçları iyileştirmek – VKİ (vücut kütle indeksi) ve kan basıncını azaltmak
-
Kurum içindeki değişiklikleri kolaylaştırmak – örn. devamsızlığı azaltmak.i
-
Hem işverenlerin hem de çalışanların, kalpleriyle çalışmaları için birçok nedenleri var:
-
Yaşam kurtarmak – Kronik hastalıklar nedeniyle meydana gelen ölümlerin hemen hemen yarısı, insanın en verimli olduğu 15 ila 69 yaşları arasında meydana gelmektedir.ii
-
Kişisel iyilik halini artırmak – Fiziksel aktivitelere katılan çalışanlar işlerinden daha fazla keyif almakta, konsantrasyonları ve uyanıklık halleri artmakta, meslekdaşlarıyla daha fazla işbirliği yapmaktadırlar.
-
Sosyalleşmek – Alışkın olduğunuz kişilerin dışında insanların bulunduğu gruplara girmek ve arkadaş çevrenizi genişletmek için grup aktiviteleri harika bir fırsattır.
-
Ekonomik kazanç – Söz konusu kazançlar verimliliğin artması, devamsızlığın azalması, sağlık giderlerinin azalması, işyerinde daha az yaralanma ve personel sadakatinin artmasını içermektedir.
İşyeri koşullarını iyileştirme programını oluştururken işverenler ne gibi adımlar atabilirler?
-
İlk adım, üst yönetim kademesinin işyeri koşullarını iyileştirme programını desteklemesidir.
-
İşyeri koşullarını iyileştirme programı basit ve masrafsız olabilir. İşyerinde yapılabilecek basit değişiklikler arasında şunlar yer almaktadır:
-
sigara içilmeyen bir ortam oluşturmak, örn. bina içinde tütün kullanımını yasaklamak
-
kalp hastalıkları ve inmeyi anlatan broşürler yardımıyla çalışanları bilgilendirmek
-
sağlıklı beslenme alışkanlıklarını desteklemek
-
kafeteryadan alınan gıdaların kalori ve yağ içeriği hakkında bilgi vermek
-
menüye tam tahıllı gıdalar, doğal ürünler, meyve ve sebze eklemek; doymuş yağlar yerine daha sağlıklı doymamış yağlar kullanmak
-
çalışanları molalarda egzersiz yapmaya teşvik etmek
-
bürolarda, açık havadaki çalışma mekanlarında ve toplantı salonlarında çalışanların içme suyuna erişimini kolaylaştırmak
-
Bazı işverenler, sağlıklı yaşam tarzıyla ilgili işyerindeki faaliyetlere katılabilmeleri için çalışanlarına ücretli izin vermektedirler.
-
Diğer bazı işverenler çalışanlarına sağlık kontrolü hizmeti sağlamaktadır; söz konusu kontroller sırasında kan basıncı, kolesterol ve glukoz düzeyleri ölçülmekte, ayrıca bel-kalça oranları ve vücut kütle indeksleri (VKİ) hesaplanmaktadır. Böylece kişisel riskleri belirleyerek, kişilere ne yapmaları gerektiği konusunda tavsiyede bulunabilirsiniz.
-
İyileştirme programlarının ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını desteklemenin amacı, bunları her iş gününün bir parçası haline getirmek olmalıdır.
Birçok firma hali hazırda işyeri iyileştirme programlarını uygulamaktadırlar. Hangi alanda daha fazla çabaya ihtiyaç olduğunu düşünüyorsunuz?
-
Dünya genelinde iş çevrelerinin yanı sıra, Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Ekonomik Forumu gibi önde gelen kuruluşlar, temel iş hedeflerine erişmede çalışan sağlığının taşıdığı önemin farkına varmışlardır. Birçok kuruluş sağlık teşviklerini daha şimdiden ajandasına almıştır.
-
Bununla birlikte, gelişmiş ülkelerde işyeri iyileştirme programları halen çoğunlukla büyük şirketler tarafından uygulanmaktadır. Küçük ölçekli işletmelerde, bu değişimi başlatmak ya da harekete geçmek çoğunlukla bireysel düzeyde olmaktadır.
-
Ek olarak, düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde daha fazla araştırmaya ve olgu çalışmasına ihtiyaç vardır.
-
Düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerin işyeri iyileştirme programlarına uyum sağlamaları için çaba harcanması gerekmektedir.
Çalışanlar kalp dostu yaşam alışkanlıklarını günlük iş akışlarıyla nasıl bütünleştirebilirler?
-
Çalışanlar iş yerlerinde sağlık adına büyük bir fark yaratacak küçük adımlar atarak bu programı başlatabilirler. Örnek olarak, günlük tuz tüketimlerini bir çay kaşığı ile sınırlandırabilirler ve günde en az beş porsiyon meyve ve sebze tüketebilirler. Çalışanın sigarayı bırakma programına katılması –ki bu katılım bir iş arkadaşıyla birlikte olabilir- koroner kalp hastalığı riskini büyük ölçüde azaltmaya yardımcı olacağı gibi, kısa vadede kişisel, finansal ve üretime dönük kazançlar da sağlayacaktır.
Çalışanlara tütün kullanımı konusunda ne gibi kısıtlamalar getirilebilir?
-
Sigara kullanımı kontrol edilmesi gereken en önemli risk faktörlerinden biridir. Sigara kullanımı kişinin kan basıncını yükseltir, kötü kolesterolü artırır, kanı pıhtılaştırır ve en sonunda bir arterin tıkanmasına neden olur ve oksijen alımını azaltır; bu nedenle sigarayı bırakmak verimliliğin ve kişisel iyilik halinin artırılmasına yardımcı olacaktır.
-
2007’de WHO, dünya genelinde işyerlerinde sigaranın yasaklanmasından sonra çalışanların sağlık durumlarındaki iyileşmeye dair örnekler içeren bir rapor yayınladı. Örnek olarak, İrlanda’da bar çalışanları tarafından bildirilen solunumla ilişkili semptomlar, barlarda sigaranın yasaklanmasından bir yıl sonra yaklaşık %17 azaldı. ABD’de, işyerlerinde ve kamu alanlarında getirilen sigara kısıtlamasının ardından, kalp krizi nedenli hastane başvurularında ortalama %20 azalma olduğu görüldü. Tütün endüstrisinin baskısı sonucu kısıtlamanın kaldırıldığı bir toplulukta, hastane başvurularının yasadan önceki düzeye yükseldiği gözlendi.iii
Sağlıklı yeme ve içme alışkanlıkları işyerinde verimliliği nasıl etkiler?
-
Sebze ve meyveler genellikle düşük kalorili ve yağ içeriği az gıdalardır. Yağ ve şeker içeriği yüksek olan gıdalar yerine sebze ve meyvenin tercih edilmesi insanları aşırı kilodan ya da obeziteden korumaya yardımcı olabilir. Araştırmalar obez kişilerde işyerinde yapılan işlerde aksama (iş süresinin %11-15’i), günlük aktivitelerde aksama (zamanın %20-34’ü) ve genel olarak yaşamdaki aksama (zamanın %11-15’i) oranlarının en yüksek seviyede olduğunu göstermiştir.iv
Dünya Kalp Federasyonu çalışanlarının kalp sağlığını nasıl korumaktadır?
-
Dünya Kalp Federasyonu tüm çalışanlarına hergün taze meyve sağlamaktadır ve içme suyuna erişimi kolaylaştırmaktadır. Keza her yıl sağlık kontrolü de yapılmakta ve sıkı bir sigara yasağı uygulanmaktadır. Bu yıl, Küresel Ortak Mücadele (GCC; Global Corporate Challenge) girişiminde de yer alıyoruz. GCC, çalışanın zindeliğini artıran, takım çalışmasını teşvik eden, olumlu, rekabetçi bir ruh halini destekleyen, ayrıca aktif, sağlıklı ve daha verimli bir işgücü için destek sağlayan bir programdır. Katılımcılar GCC pedometrelerinden elde edilen günlük yürüme aktivitelerini, günde 10.000 adım hedefine ulaşmak üzere kaydetmektedirler: atılan her adım bizi dünyada bir adım daha ileriye taşımaktadır.
KISA AÇIKLAMALAR
“Her yıl 17.2 milyon can alan kalp hastalıkları ve inme dünyadaki en ölümcül katildir. Her üç ölümün birinden o sorumludur.”
“Günümüzde kalp hastalıkları ve inmenin “zengin ülke” sorunları olduğu yönünde yaygın bir yanlış algı vardır. Gerçekte, kardiyovasküler hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin %80’i düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana gelmektedir. Bu sorunla başa çıkmak için dünya genelinde çaba harcamalıyız.”
“Sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam şekli ve sigara kullanımı gibi başlıca risk faktörlerini kontrol ederek kalp krizi ve inmeyi engelleyebilir, daha sağlıklı ve verimli bir yaşamın yolunu açabiliriz.”
“Dünya Kalp Günü’nde, Dünya Kalp Federasyonu ve üyesi kurumlar, dünya genelinde işverenleri ve çalışanları, kalplerini genç tutmaya yönelik bir yaşam tarzına uyum sağlamaya teşvik etmektedirler.”
“İşyerinde uygulanan sağlık programları etkilidir. Sağlık, finans ve verimlilik alanlarında önemli kazançlar sağlandığı çok sayıda çalışmada bildirilmiştir.”
“Giderek artan sayıda kuruluş işyerlerinde uygulamaya konan programlarla sağlıklı yaşam alışkanlıklarını desteklemektedir… Çalışanlarınızın sağlığını korumak için harcama yapmaktan çekinmeyin, çünkü bu insan kaynaklarınıza yapacağınız en iyi yatırımdır ve karşılığını mutlaka alacağınızı araştırmalar göstermiştir.”
BAŞLICA İSTATİSTİKLER
-
İdeal kiloda olan çalışanlarla karşılaştırıldığında, diyabeti olan obez çalışanlar daha az verimlidir. Araştırmalar, obez ve tip 2 diyabeti olan kişilerin sağlık problemlerinden dolayı mesai saatinin %11 ila %15’i kadar kayba sebep oldukları (haftada yaklaşık 5.9 saat), buna karşılık ideal kilolu kişilerde bu kaybın mesai saatinin %9’u (haftada yaklaşık 3.6 saat) kadar olduğunu göstermiştir.vi
-
İşe bisikletle ya da yürüyerek gelen çalışanların daha zinde oldukları görülmüştür. Bir başka araştırmada ise, işe bu şekilde gidip gelenlerde aşırı kilo veya obezite olasılığı daha düşüktü, ayrıca trigliserit, kan basıncı ve insülin düzeyleri daha sağlıklıydı.vii
-
En fazla verimlilik kaybına neden olan sigara kullanıcılarının işverene maliyetleri de en yüksek düzeyde gerçekleşmektedir. Eskiden sigara kullanmış olan ya da sigara kullanmayan çalışanların maliyetleri daha düşüktür. Sigara kullanmayanların yıllık maliyetlerinin 2623 dolar olduğunun belirlendiği bir çalışmada, eskiden sigara kullanmış olanların yıllık maliyeti 3246 dolar ve halen sigara kullananların yıllık maliyeti ise 4430 dolardı.viii
-
Sigarasız iş ortamlarından dikkat çekici ekonomik kazançlar sağlanmaktadır. 2005’te WHO tarafından rapor haline getirilen araştırmaların sonuçlarına bakıldığında, sigarasız iş ortamları oluşturmanın işverene İskoçya’da GSMH’nin %0.5-0.77’si ve İrlanda’da GSMH’nin %1.1-1.7’si arasında tasarruf sağladığını göstermektedir. ABD Çalışma Güvenliği ve Sağlık İdaresi tahminlerine göre, temiz hava verimliliği %3 artırmaktadır.iii
-
İşyerinde sağlıklı yaşam programlarını uygulamaya koyan firmalar, verimlilikteki artışı devamsızlık oranlarından hesaplayabilirler. 2005’te, sağlıklı işyeri teşviklerinden sağlanan ekonomik kazanca odaklanılan karşılaştırmalı bir çalışma, işyeri programlarının yaklaşık 3.6 yıllık ortalama bir süreçte sağlık ve devamsızlık nedenli giderlerde %25-30’luk bir azalma sağlanacağı şeklindeki eski bir sonucu doğruladı. Ayrıca bu çalışma şunları da gösterdi:
-
Hastalık nedenli devamsızlıkta ortalama %27 azalma
-
Sağlık harcamalarında %26 azalma
-
Çalışanların muafiyet ve maluliyet giderlerinde ortalama %32 azalma
-
Ortalama 5.81$-1.00$ düzeyinde tasarruf-maliyet oranı.ix
Dünyadan notlar
Hindistan Halk Sağlığı Vakfı’nın Yeni Delhi’deki Kronik Hastalıklar Kontrol Merkezi’nden ve diğer enstitülerden araştırmacılar, farklı sanayi kollarını ve tarım sektörünü temsil eden beş işyerinde bir çalışma gerçekleştirdiler. Sağlıklı yaşam alışkanlıklarına ilişkin eğitim malzemelerinin dağıtıldığı her işyerinde, kantinlerdeki öğle yemeği menüleri ve atıştırmalıklar değiştirildi, tütün kullanımı yasaklandı ve sağlık danışmanlığı hizmeti verildi. 5000’den fazla kişinin vücut ağırlığı, bel çevresi, kan basıncı ve glukoz ile lipid konsantrasyonlarında olumlu değişimler görüldü. Tütün ürünleri kullanan kişilerin yüzdesi %39’dan %29’a, yemeklerine tuz atan kişiler %28’den %13’e düşerken, fiziksel aktivite düzeyi neredeyse iki katına çıktı. Bu programın kişi başına maliyeti yılda yaklaşık 7 dolardı.
Çin’de, Hangzhou Hastalık Kontrol Merkezi ve Pekin Üniversitesi tarafından yürütülen ve Hanghzou kentindeki dört işyerinde 4000 çalışanın katıldığı bir çalışmada, işyeri değişiklikleri inceleniyor. Bu çalışmada, hangi yaklaşımın işgücü davranışını değiştirmede ve kardiyovasküler riski azaltmada etkili olduğunun belirlenmesi amaçlanıyor. İşyerindeki kafeteryalarda sağlıklı gıdalara erişimin kolaylaştırılması, işte fiziksel aktivite olanaklarının artırılması ve sigarasız ortam politikasının desteklenmesi, uygulamaya konan değişiklikler arasında yer alıyor. Bu çalışma, Oxford Sağlık İttifakı Sağlıklı Toplum Girişimleri’nin bir pilot çalışmasıdır.
Toplum Sağlığına Yönelik Girişimler kapsamında yapılan bir başka çalışmada Mexico City’nin güneyinde yaşayan 200.000 kişi incelendi. Mexico Ulusal Üniversitesi ve Ulusal Antropoloji Okulu’nun desteğiyle InterAmerican Kalp Vakfı tarafından yürütülen çalışmada, okullar, sağlık kurumları, yerel ve ulusal politika ve sivil toplum hareketi gibi daha geniş toplumsal temelde işyeri değişikliklerinin etkisi araştırıldı. İncelenen toplum içinden örneklenen daha küçük bir grupta, çalışanların ve diğer toplum üyelerinin sağlık ve davranış üzerindeki etkileri ölçülecektir. Gelişmekte olan ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde özellikle öne çıkan ve risklere karşı savunmasız olan kayıt dışı sektörler (seyyar satıcılar, serbest çalışanlar, vs.) bu araştırmada ele alınacaktır.
İngiltere’de, İngiliz Kalp Vakfı bu yaz İşte Sağlık web sitesini hizmete açtı (well@work). İşverenlere, genel iyilik halini iyileştirmeye yönelik pratik bilgiler ve malzemeler sağlayan bu web sitesi iki önemli proje üzerine dikkat çekmektedir: well@work ve Think fit!
Well@Work, İngiltere genelinde 32 kurumda 10.000 kadar çalışana ulaşılan iki yıllık bir inisiyatiftir; sağlıklı yaşamı teşvik eden bir dizi yöntem ve aktivite, fabrikalar, bir hastane, küçük ve orta ölçekli işletmeler, gönüllü kuruluşlar ve bir çağrı merkezi gibi ortamlarda test edilmektedir. Pedometre ölçümleri, sağlık kontrolleri ve meyve promosyonu gibi aktivitelerle, çalışanların beslenme tarzlarını değiştirmeleri, daha fazla fiziksel aktivite yapmaları ve daha az sigara içmeleri hedeflenmektedir. Programın değerlendirilmesi sırasında, Loughborough Üniversitesi Spor Bilimleri Okulu, söz konusu projenin fiziksel aktivite, meyve ve sebze tüketimi, personelin morali, iletişim ve çalışma atmosferi üzerinde büyük bir etkisi olduğunu ortaya çıkardı. Pedometre ölçümleri bireylerin yürüme oranını %30 artırdı, aktif seyahat planları katılımcıların yürüyüş veya bisiklete binme oranlarını ortalama 24 dakikaya çıkardı, çalışanlar merdivenleri daha fazla kullandı ve önerilen miktarda meyve ve sebze tüketen çalışanlar %11 arttı.
Belçika’da BeWell@Work programı, çalışanların kardiyovasküler hastalıkları daha iyi tanımalarına, kendi risk düzeylerini belirlemelerine ve risk azaltıcı faaliyetlerde bulunmalarına yardımcı olmayı hedefleyen, kanıta dayalı programlar geliştiren uzmanlardan oluşan multidisipliner bir işbirliğidir. Belçika Kalp Ligi tarafından organize edilen program kapsamında kurslar verilmekte, risk faktörü taraması yapılmakta, interaktif, faaliyet odaklı atölye çalışmaları düzenlenmektedir. Bu programın amacı, spesifik ihtiyaçlara, işgüçlerine ve bütçelere bire bir uyan programlar geliştiren ulusal ve küresel kurumlara yardım sağlamaktır.
İran’da, 2001’de başlatılan beş yıllık İşyeri Girişim Projesi’nde, Orta İran’da bulunan İsfahan ve Necafabad şehirlerindeki ofisler ve fabrikalar hedeflenmektedir. Reklam ajanslarında, elektrik santrallerinde, basın kuruluşlarında, haddehanelerde, gıda şirketlerinde, taşımacılık şirketlerinde ve devlet kurumlarında çalışan 13.000 fabrika işçisi ve 7.000 büro çalışanı bu projeye dahil edilmiştir. Hem sağlıklı yaşam teşviklerinin hem de çevresel değişimlerin ve politika değişimlerinin kullanıldığı projede, fabrika yemekhanelerinde besin kalitesinin iyileştirilmesi, çalışanlara kardiyovasküler hastalık risk faktörleri üzerine eğitim verilmesi, sigara kullanımının azaltılması ve çalışanlarda fiziksel aktivitenin artırılması hedeflenmektedir.