TKD YAYINLARI

Kalp Yetersizliği Farkındalık Günü, 10-16 Mayıs 2021 Basın Açıklaması

tkd.org.tr


''Bulaşıcı olmayan pandemi olarak nitelendirilen kalp yetersizliği, önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalıktır. Kalp yetersizliği hastalarına hizmette organizasyon, eşitlik ve devamlılık kavramlarına yeterince önem gösterebilirsek bu devasa ve zor hastalık ile mücadele edebiliriz''.

Kalp yetersizliği ilk kez 25 yıl önce “yeni gelişen epidemi” olarak tanımlanmıştır. Günümüzde, yaşlanan nüfus ile birlikte kalp yetersizliği hastalarının sayısı hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde önemli oranda artış göstermektedir. Önümüzdeki 50 yıl içerisinde 80 yaş üstü popülasyonun tüm nüfusun %20'sinden fazlasını oluşturacağını düşünürsek, özellikle yaş ilerledikçe görülen kalp yetersizliği sayılarının kat kat artacağını tahmin etmek zor olmayacaktır. Bundan dolayı tüm dünyada öncelikli olarak ele alınması gereken sağlık problemlerinin başında “kalp yetersizliği” gelmektedir. Tüm dünya ve ülkemizde bu hastalık ile mücadele için 'eyleme çağrı' yapıyoruz. Eylem; kalp yetersizliğinin daha gelişmeden önlenmesi, erken teşhis ve doğru tedaviyi kapsamaktadır.

Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin alt grubu olan Kalp Yetersizliği Cemiyeti 2010 yılından itibaren her yıl Mayıs ayının ikinci haftasında “Kalp Yetersizliği Günü” etkinlikleri düzenlemektedir. Kalp Yetersizliği Günü'nün temel amaçları; kalp yetersizliğinin hem toplum hem sağlıkçılar hem de siyasiler arasında farkındalığını arttırmak, kalp yetersizliği semptomlarının tanınmasının erken ve doğru tanı için önemini ortaya koymak, öncelikle kalp yetersizliği gelişmesini engelleyebilmek için alınması gereken önlemlerin yanı sıra oluştuktan sonra ise tedavisi ve yönetimi konusunda ülke genelinde strateji geliştirmektir. Türk Kardiyoloji Derneği’nin (TKD) Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Avrupa Kalp Yetersizliği Cemiyeti ile birebir yakın iş birliği içerisinde ülkemizde ve tüm dünyada kalp yetersizliğinin daha iyi önlenmesi, teşhis ve tedavi edilmesi için çalışmayı görev edinmiştir. Bu amaca hizmet etmek için TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu, her yıl Avrupa ile eş zamanlı olarak ülkemizde ‘’Kalp Yetersizliği Günü’’ aktiviteleri düzenleyerek, bu hastalık ile ilgili hem farkındalığı artırmak, hem de hasta ve hasta yakınları ile sağlık çalışanlarını bu konuda bilgilendirmek için var gücü ile çalışmaktadır.

Kalp yetersizliği, kalbin oksijen ve besinlerden zengin kanı dokulara ulaştıramaması sonucu ortaya çıkan semptom ve bulgularla karakterize bir hastalık olarak tanımlanabilir. Kalp yetersizliği sonucu ortaya çıkan başlıca belirtiler nefes darlığı, ayaklarda şişme ve çabuk yorulmadır. Bunun yanında öksürük, iştahsızlık, çarpıntı, geceleri sık idrara çıkma, yorgunluk da kalp yetersizliğinin diğer belirtileri arasında sayılabilir. Kalp yetersizliği ara ara hastaneye yatışı gerektiren kötüleşmeler ile seyredebilen kronik bir hastalıktır. Sonuç olarak egzersiz kapasitesinde azalmaya, hayat kalitesinde kötüleşmeye, hastaneye yatışlara ve en önemlisi de ölüme neden olabilmektedir.  Kalp yetersizliği hayat boyu tedavi gereksinimi, hastaneye sık yatma ihtiyacı, çoklu ilaç tedavi gereksinimi, komplike ve pahalı cihaz tedavisi uygulamaları nedeniyle hasta, hasta yakınları, sağlık çalışanları aynı zamanda sağlık ekonomisi üzerine çok büyük yük getirmektedir. Bundan dolayı tüm dünyada ve ülkemizde kalp yetersizliği ile mücadele için acil eylem paketleri hazırlanmıştır.

Kalp yetersizliğinin giderek artan oranlarda görülmesinin önemli nedenleri vardır. Günümüz modern tedavi yöntemleriyle kalp krizi, kalp damar hastalığı, kalp kapak hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığına bağlı ölümler engellenebilmekte ve yaşam süresi uzamaktadır. Ancak bu hastaların büyük bölümünde zamanla kalp yetersizliği gelişmektedir. Dolayısıyla tüm kardiyovasküler hastalıkların yolculuğunda son durak kalp yetersizliği olmaktadır.

En önemli faktörlerden bir diğeri de toplumların yaşlanmasıdır. Yaş ilerledikçe kalp yetersizliği görülme oranı artış göstermektedir. 40 yaş sonrası yaşam boyu kalp yetersizliği gelişme riski %20’dir. Toplumda kalp yetersizliği görülme oranı genel olarak %2-3 iken, 70 yaş sonrası bu oran %10’a, 80 yaş sonrası %15-20’lere çıkmaktadır. Ülkemizde yaşam süresi son 15-20 yıl içinde yaklaşık 10 yıl uzamıştır. Yaşlı nüfus giderek artmaktadır. Önümüzdeki 10 yıl içinde de 2 kat daha artması beklenmektedir. 60 yaş üzeri nüfusumuz bugün 7,5 milyondur ancak 2023 yılında 14-15 milyon olacağı öngörülmektedir. Kalp yetersizliği olgularının %50’ye yakın bölümü 60 yaşın üstündeki bireylerdir. Bugün için Avrupa ülkelerinde 15 milyon, Amerika Birleşik Devletleri’nde 6 milyon, ülkemizde ise 3 milyon kalp yetersizliği hastasının olduğu tahmin edilmektedir. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde bu oranların %50 artacağı tahmin edilmektedir. Bazı araştırmacılar daha da ileri giderek kalp yetersizliğini bulaşıcı olmayan ‘Evrensel Salgın’ olarak nitelendirmektedir. Sorun çok büyük boyutlarda olmasına rağmen toplum ve sağlık çalışanları arasında farkındalığı azdır.

Öncelikle bilinmesi gereken, kalp yetersizliğinin önlenebilir bir hastalık olduğudur. Kalp yetersizliğine birçok durum neden olabilmektedir. Hipertansiyon, şeker hastalığı, obezite ve koroner arter hastalığı kalp yetersizliğine neden olan en önemli ve yaygın hastalıklardır. Diğer kalp yetersizliğine zemin hazırlayan hastalıklar arasında kronik akciğer hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, anemi, tiroid hastalıkları, kalp kapak hastalığı, kalp ritim bozuklukları, kalp kası hastalığı veya doğumsal kalp hastalığı bulunmaktadır. Bu hastalıkların zamanında tespiti ve yeterli tedavisi ile kalp yetersizliği gelişmesi önlenebilir. Örneğin; kalp yetersizliği için en önemli risk faktörlerinden biri olan hipertansiyon etkin biçimde tedavi edilebilirse, yeni kalp yetersizliği hasta oranı yarı yarıya azaltılabilir.  Başka bir örnek vermek gerekirse toplumda obezite oranı %30 düşürüldüğünde yılda 44.000 yeni kalp yetersizliği vakası gelişmesi engellenebileceği tahmin edilmektedir.

Kalp yetersizliği oluştuktan sonra da tedavi edilebilir bir hastalıktır. Kalp yetersizliği ortaya çıkmış yakınmaları başlamış olan olgu grubunda, erken tanı, hastalığın ciddiyetinin ortaya konması ve buna göre oluşturulacak tedavi planının yakın takip altında uygulanması ölüm oranlarının azaltılması açısından önem arz eder.

Bu hastalarda ilaç tedavisine ek olarak yaşam tarzı değişiklikleri (tuzsuz diyet, sebze meyve ağırlıklı beslenme, kilo kontrolü, düzenli egzersiz programları vb) ve gerekli olgularda kalp pili tedavisi veya kalp şoklama cihazlarının uygulanması yaşam kalitesinin düzeltilmesi ve ölümlerin azaltılmasında etkilidir.

Kalp yetersizliği yönetiminde 3 önemli kavrama dikkati çekmek isterim. Birincisi, kalp yetersizliği bakımının organize bir şekilde yapılmasıdır (Organization of care). Bunun için 1. Basamak, 2. Basamak ve 3. Basamak merkezlerin yerlerinin ve görev tanımının iyi yapılması gerekmektedir.  Bu hastalığa odaklanmış ‘mükemmel kalp yetersizliği merkezleri’ ve bu merkezlerde görevlendirilmiş ‘kalp yetersizliği uzmanları ve hemşireleri’ ile kalp yetersizliği hastalarında çok güzel sonuçlar alınabilmektedir. İkinci kavram, kalp yetersizliği bakımının hastalara eşit biçimde verilebilmesidir (Equity of care). Özellikle son zamanlarda kalp yetersizliğinde ölüm ve hastane yatışlarını azaltma açısından fark yaratan ilaçların ve cihazların tüm kalp yetersizliği hastalarına ulaştırılması için gayret edilmelidir. Üçüncü kavram ise kalp yetersizliği bakımının devamlılığıdır (Continuity of care).  Son 1 yılı aşkındır dünyayı kasıp kavuran Covid-19 pandemisi birçok hastalık gibi kalp yetersizliği hastalarının tedavisini de etkilemiştir. Kalp yetersizliği hastaları Covid-19 enfeksiyonu endişesi ile hastane başvurularını azaltmış, kapasite sorunu nedeni ile de kalp yetersizliği hasta yatışları azalmıştır. Pandeminin ilk günlerinde bu yaklaşım gerekli olsa da, sağlık sistemi ve çalışanları bu hastalara hizmetlerini sınırlamaya başlamış ve kalp yetersizliğine bağlı ölümlerde artış olmaya başlamıştır. Covid-19 pandemisine rağmen bu hastaların kontrollerinin ve tedavisinin devam ettirilmesi Covid-19 ile paralel seyreden başka bir pandemi olan kalp yetersizliğinden ölümleri engellemek için önemlidir.

Kalp yetersizliği çalışma grubu olarak, kalp yetersizliğinin önemini teşvik etmek ve başta sağlık çalışanları olmakla birlikte, politikacıları, sağlık endüstrisini ve en önemlisi de tehdit altında olan halkı harekete geçirmek için bu haftayı kalp yetersizliği farkındalık aktivitelerine ayırdık.

Bu çalışmalarımızdan biri olan, Kalp Yetersizliğinde Yaşam Işığı  (www.kalpyetersizligindeyasamisigi.com) isimli web sitemizi hayata geçirmekten mutluluk duyuyoruz. Kalp Yetersizliğinde Yaşam Işığı web sitesi ve Instagram hesabının hem halkımız hem sağlık çalışanlarımız hem de sağlıkla ilgili kişiler için, kalp yetersizliği hakkında doğru ve temel bilgiye ulaşabilecekleri bir kaynak olması arzusundayız. AstraZeneca’nın koşulsuz desteğiyle hazırladığımız Kalp Yetersizliğinde Yaşam Işığı içeriklerinde; kalp yetersizliğine sebep olan unsurlar, kalp yetersizliğinin belirtileri, nasıl önlenebileceği, kalp yetersizliğinin takibi sırasında nelere dikkat edilmesi gerektiği gibi aydınlatıcı ve güncel bilgiler yer alıyor. Ayrıca kalp yetersizliği uzmanları, kalp yetersizliği hastaları ve hasta yakınlarının gerçek yaşam öykülerinden esinlenerek hazırlanan ilham veren videolara da www.kalpyetersizligindeyasamisigi.com web sitesi ve sosyal medya hesaplarından ulaşabileceksiniz.

 

Prof. Dr. Hakan Altay

Türk Kardiyoloji Derneği

Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı