TKD YAYINLARI

Kalp Yetersizliği Farkındalık Haftası

tkd.org.tr




Kalp Yetersizliği Farkındalık Günü, 7-13 Mayıs 2018
Basın Açıklaması

“Kırk yaş sonrası yaşam boyu her 5 insandan birinde kalp yetersizliği gelişmektedir ve kalp yetersizliği gelişenlerin yarısı 5 yıl içinde ölmektedir’’

Avrupa Kardiyoloji Derneğinin alt grubu olan Kalp Yetersizliği Cemiyeti 2010 yılından itibaren her yıl Mayıs ayının ikinci haftasında “Kalp Yetersizliği Günü” etkinlikleri düzenlemektedir. Kalp Yetersizliği Günü'nün temel amaçları; öncelikle kalp yetersizliği gelişmesini engelleyebilmek için alınması gereken önlemler ve oluştuktan sonra da tedavisi ve yönetimi, kalp yetersizliği semptomlarının erken tanınmasının sağlanması ve doğru tanı için öneminin ortaya konulması ve kalp yetersizliğinin toplumun her kesiminde farkındalığını arttırmak, toplumun bilinçlenmesini sağlamaktır. Türk Kardiyoloji Derneği’nin (TKD) Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Avrupa Kalp Yetersizliği Cemiyeti ile birebir yakın işbirliği içerisinde ülkemizde ve tüm dünyada kalp yetersizliğinin daha iyi önlenmesi, teşhis ve tedavi edilmesi için çalışmayı kendine görev edinmiştir. Bu amaca hizmet etmek için TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu her yıl Avrupa ile eş zamanlı olarak ülkemizde ‘’Kalp yetersizliği Günü’’ aktiviteleri düzenleyerek bu hastalık ile ilgili hem farkındalığı artırmak, hem de hasta, hasta yakınları ve sağlık çalışanlarını bu konuda bilgilendirmek için var gücü ile çalışmaktadır.

Kalp yetersizliği hayat boyu tedavi gereksinimi, sık hastaneye yatma ihtiyacı, çoklu ilaç tedavi gereksinimi, komplike ve pahalı cihaz tedavisi uygulamaları nedeniyle hasta, hasta yakınları, sağlık çalışanları ve de aynı zamanda sağlık ekonomisi üzerine çok büyük yük getirmektedir. Bundan dolayı tüm dünyada ve ülkemizde kalp yetersizliği ile mücadele için acil eylem paketleri hazırlanmıştır.

Tüm dünyada çığ gibi büyüyen bir hastalık olan kalp yetersizliği hem gelişmiş hem de gelişen ülkelerde giderek artmaktadır. Günümüz modern tedavi yöntemleriyle kalp krizi, kalp damar hastalığı, kalp kapak hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığına bağlı ölümler engellenebilmekte ve yaşam süresi uzamaktadır. Bu da kalp yetersizliğinin giderek artan oranlarda görülmesinin en önemli nedenidir.  En önemli faktörlerden bir diğeri de toplumların yaşlanmasıdır. Yaş ilerledikçe kalp yetersizliği görülme oranı artış göstermektedir. 40 yaş sonrası yaşam boyu kalp yetersizliği gelişme riski %20’dir. Toplumda kalp yetersizliği görülme oranı genel olarak %2-3 iken, 70 yaş sonrası bu oran %10’a, 80 yaş sonrası %15-20’lere çıkmaktadır. Ülkemizde yaşam süresi son 15-20 yıl içinde yaklaşık 10 yıl uzamıştır. 60 yaş üzeri nüfusumuz bugün 7.5 milyondur ancak 2023 yılında 14-15 milyon olacağı öngörülmektedir. Bugün için Avrupa ülkelerinde 15 milyon, Amerika Birleşik Devletlerinde 6 milyon, ülkemizde ise 3 milyon kalp yetersizliği hastasının olduğu tahmin edilmektedir. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde bu oranların 2 kat artacağı tahmin edilmektedir.

Kalp yetersizliği, kalbin dolaşıma kan pompalama yeteneğinin azalması ve kalbin dolaşımdan gelen kan ile dolmasında bozulma sonucu ortaya çıkan karmaşık bir durumdur. Kalp yetersizliği kendini başlıca nefes darlığı, ayaklarda şişme ve çabuk yorulma şeklinde gösterir. Bunun yanında öksürük, iştahsızlık, çarpıntı, gece sık idrara çıkma, yorgunluk da görülebilen yakınmaları diğer yakınmalar arasında sayılabilir. Kalp yetersizliği ara ara hastaneye yatışı gerektiren kötüleşmeler ile seyredebilen kronik bir hastalıktır. Sonuç olarak egzersiz kapasitesinde azalmaya, hayat kalitesinde bozulmaya, hastaneye yatış gereksinimine ve ölüme neden olabilmektedir.  

Kalp yetersizliğine birçok durum neden olabilmektedir. Hipertansiyon, şeker hastalığı, obezite, kalp damar hastalığı, kronik akciğer hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, anemi, tiroid hastalıkları, kalp kapak hastalığı, kalp ritim bozuklukları, kalp kası hastalığı veya doğumsal kalp hastalığı, kalp yetersizliğine zemin hazırlayan durumlardır. Dolayısıyla bu olgular kalp yetersizliği için risk altında olan, bir başka deyişle kalp yetersizliğine aday olgulardır. Bu hastalıkların zamanında tespiti ve tedavisi kalp yetersizliğine gidişi önler veya yavaşlatır. Bu nedenle yakınmalar ortaya çıkmadan önceki dönemlerde yapılacak girişimler ile kalp yetersizliği önlenebilir bir hastalıktır. Örneğin kalp yetersizliği için en önemli risk faktörlerinden biri olan hipertansiyon etkin biçimde tedavi edilebilirse yeni kalp yetersizliği hasta oranı yarı yarıya azaltılabilir.  Başka bir örnek vermek gerekirse toplumda obezite oranı %30 düşürüldüğünde yılda 44.000 yeni kalp yetersizliği vakası gelişmesi engellenebileceği tahmin edilmektedir.

Kalp yetersizliği ortaya çıkmış yakınmaları başlamış olan olgu grubunda, erken tanı, hastalığın ciddiyetinin ortaya konması ve buna göre oluşturulacak tedavi planının yakın takip altında uygulanması ölüm oranlarının azaltılması açısından önem arz eder. Bu hastalarda ilaç tedavisine ek olarak yaşam tarzı değişiklikleri (tuzsuz diyet, sebze meyve ağırlıklı beslenme, kilo kontrolü, düzenli egzersiz programları vb) ve gerekli olgularda kalp pili tedavisi veya kalp şoklama cihazlarının uygulanması yaşam kalitesinin düzeltilmesi ve ölümlerin azaltılmasında etkilidirler. Bu hastaların en önemli sorunlarından bir tanesi de sık hastaneye yatış ihtiyacının ortaya çıkmasıdır. Hastane yatışlarının azaltılması da ancak hastalık konusunda eğitilmiş bilinçli hasta ve hasta yakınları ile mümkün olabilir.

Kalp yetersizliği gelişimini engellemek, gelişmişse ilerlemesini yavaşlatmak ve ileri olgularda yaşam süresini uzatıp yaşam kalitesini yükseltmek bu hastalık ile mücadele etmek için oluşturulmuş ‘kalp yetersizliği merkezleri’ ve bu merkezlerde görevlendirilmiş ‘kalp yetersizliği uzmanları ve hemşireleri ‘ile mümkün olacaktır. Bu merkezlere erken olarak ulaşılabilmesi de toplumun kalp yetersizliği konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlenmesi ile gerçekleşecektir.  

Bu ciddi boyuttaki hastalık ile mücadele için başta sağlık çalışanları olmakla birlikte, toplumun tüm kademelerine önemli görevler düşmektedir.

Doç. Dr. Hakan Altay
Türk Kardiyoloji Derneği
Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı