Türk Kardiyoloji Derneği Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Kalp Yetersizliği Günü Basın Açıklaması
tkd.org.tr
TÜRK KARDİYOLOJİ DERNEĞİ
KALP YETERSİZLİĞİ ÇALIŞMA GRUBU
KALP YETERSİZLİĞİ GÜNÜ, 5-7 Mayıs 2017
BASIN AÇIKLAMASI
“Kalp Yetersizliğinde Beklenen Yaşam Süresi, Pek Çok Kanserden Daha Kötüdür”
Her yıl Mayıs ayının ikinci haftasında birçok ülkede “Kalp Yetersizliği Günü”
etkinlikleri düzenlenmektedir. Kalp Yetersizliği Günü'nün temel amaçları, kalp
yetersizliğinin toplumda ki farkındalığını arttırmak, korunma, erken tanı, belirtiler,
uygun tedavi ve yaşam biçimi değişikliklerini vurgulayarak toplumun kalp yetersizliği
konusunda bilinçlenmesini sağlamaktır. Türk toplumunun kalp damar sağlığının
korunmasını hedef olarak belirlemiş olan Türk Kardiyoloji Derneği’nin Kalp
Yetersizliği Çalışma Grubu toplumda kalp yetersizliği farkındalığını arttırmak
amacıyla Kalp Yetersizliği Günü etkinlikleri düzenlemektedir.
Kalp yetersizliğinin görülme oranları hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde
giderek artmaktadır. Önümüzdeki 15-20 yıl içinde toplum sağlığını tehdit eden
boyutlara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Hayat boyu tedavi gereksinimi, sık
hastaneye yatma ihtiyacı, komplike ve pahalı cihaz tedavisi uygulamaları nedeniyle
aynı zamanda sağlık ekonomisi üzerine yüksek maliyetler getirmektedir.
Kalp yetersizliğinin giderek artan oranlarda görülmesinin önemli nedenleri vardır.
Günümüz modern tedavi yöntemleriyle kalp krizi, kalp damar hastalığı, kalp kapak
hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığına bağlı ölümler engellenebilmekte ve
yaşam süresi uzamaktadır. Ancak bu hastaların büyük bölümünde zamanla kalp
yetersizliği gelişmektedir. Dolayısıyla bu hastalıkların son açtığı kapı kalp
yetersizliğidir. En önemli faktörlerden bir diğeri de toplumların yaşlanmasıdır. Yaş
ilerledikçe kalp yetersizliği görülme oranı artış göstermektedir. 40 yaş sonrası
yaşam boyu kalp yetersizliği gelişme riski %20’dir. Toplumda kalp yetersizliği
görülme oranı genel olarak %2-3 iken, 70 yaş sonrası bu oran %10’a, 80 yaş
sonrası %15-20’lere çıkmaktadır. Ülkemizde yaşam süresi son 15-20 yıl içinde
yaklaşık 10 yıl uzamıştır. Yaşlı nüfus giderek artmaktadır. Önümüzdeki 10 yıl içinde
de 2 kat daha fazla artması beklenmektedir. 60 yaş üzeri nüfusumuz bugün 7,5
milyondur ancak 2023 yılında 14-15 milyon olacağı öngörülmektedir. Kalp
yetersizliği olgularının %50’ye yakın bölümü 60 yaşın üstündeki bireylerdir.
Bugün için Avrupa ülkelerinde 15 milyon, Amerika Birleşik Devletlerinde 6 milyon, ülkemizde ise 1.5 milyon kalp yetersizliği hastası bulunmaktadır. Bu rakamın önümüzdeki 10 yıl içinde en azından 2-3 kat artacağı öngörülmektedir.
Kalp yetersizliği kendini başlıca nefes darlığı, ayaklarda şişme ve çabuk yorulma şeklinde gösteren klinik bir tablodur. Bunun yanında öksürük, iştahsızlık, vücut ağırlığında değişiklik, gece sık idrara çıkma, yorgunluk bitkinlik de görülebilen yakınmaları oluşturur. Çoğunlukla bu yakınmalar başka nedenlere yorumlanarak atlanmaktadır. Aslında bu yakınmalar ortaya çıkmadan uzun süre önce kalp yetersizliğine zemin hazırlayan faktörler nedeniyle kalp de yapısal değişiklikler başlamakta ve yıllar sonra kalp yetersizliği belirgin hale gelmektedir. Yakınmaları ortaya çıkmış olgular aslında buzdağının su üstünde kalan kısmı gibi düşünülebilir. Bu da kalp yetersizliğine adım atmaya hazır potansiyel büyük bir hasta grubunun olduğu anlamına gelir. Bugün için ülkemizde 9 milyon kişinin kalp yetersizliği gelişimi açısından risk altında olduğu tahmin edilmektedir.
Hipertansiyon, şeker hastalığı, obezite, kalp damar hastalığı, kronik akciğer hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, kalp kapak hastalığı, kalp ritim bozuklukları, kalp kası hastalığı veya doğumsal kalp hastalığı, kalp yetersizliğine zemin hazırlayan durumlardır. Dolayısıyla bu olgular kalp yetersizliği için risk altında olan, bir başka deyişle kalp yetersizliğine aday olgulardır. Bu hastalıkların zamanında tespiti ve tedavisi kalp yetersizliğine gidişi önler veya yavaşlatır. Bu nedenle yakınmalar ortaya çıkmadan önceki dönemlerde yapılacak girişimler ile kalp yetersizliği önlenebilir bir hastalıktır.
Kalp yetersizliği ortaya çıkmış yakınmaları başlamış olan olgu grubunda, erken tanı, hastalığın ciddiyetinin ortaya konması ve buna göre oluşturulacak tedavi planının yakın takip altında uygulanması ölüm oranlarının azaltılması açısından önem arz eder. Bu hastalarda ilaç tedavisine ek olarak yaşam tarzı değişiklikleri (tuzsuz diyet, sebze meyve ağırlıklı beslenme, kilo kontrolü, düzenli egzersiz programları vb) ve gerekli olgularda kalp pili tedavisi veya kalp şoklama cihazlarının uygulanması yaşam kalitesinin düzeltilmesi ve ölümlerin azaltılmasında etkilidirler. Bu hastaların en önemli sorunlarından bir tanesi de sık hastaneye yatış ihtiyacının ortaya çıkmasıdır. Hastane yatışlarının azaltılması da ancak hastalık konusunda eğitilmiş bilinçli hasta ve hasta yakınları ile mümkün olabilir.
Kalp yetersizliği yaşam boyu devam eden kronik bir hastalıktır. Nadiren veya düzeltilebilir bir nedene bağlı gelişmişse normale dönebilir. Yaşam beklentisi, prostat kanseri, kalın bağırsak kanseri, troid kanseri, deri kanserleri, meme kanseri, rahim kanseri gibi pek çok kanser türünden daha kötüdür. 5 yıllık yaşam şansı %50’dir. Ciddi nefes darlığı olan ve günlük aktivitesi belirgin kısıtlanmış olanlarda ise 1 yıllık yaşam beklentisi %50’dir. Kalp yetersizliği gelişimini engellemek, gelişmişse ilerlemesini yavaşlatmak ve ileri olgularda yaşam süresini uzatıp yaşam kalitesini yükseltmek toplumun kalp yetersizliği konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlenmesi ile mümkün olabilir.
Prof. Dr. Yüksel Çavuşoğlu
Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı