[English] | |
![]() |
|
Türk Kardiyoloji Derneği Kardiyoonkoloji Alt Kurulu Elektronik Bülteni Yıl: 3 Sayı: 2 / 2025 |
|
Application of Two-Dimensional Speckle-Tracking Echocardiography in Radiotherapy-Related Cardiac Systolic Dysfunction and Analysis of its Risk Factors: A Prospective Cohort Study Dr. Ayberk Beral Radyosyon ilişkili kardiyak fonksiyonlarda ki etkilenmeyi değerlendirmek için sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (LVEF) güvenilir bir parametredir. Ancak LVEF, subklinik aşamada normal sınırlarda kalabilir ve bu nedenle miyokardiyal disfonksiyonu erken dönemde tespit edemez. Bu nedenle subklinik miyokardiyal hasarı tespit etmek için yeterince iyi bir gösterge değildir. Speckle-tracking ekokardiyografi (STE), miyokardiyal deformasyonu değerlendirerek ve deformasyonda ki değişiklikleri daha erken tespit edebilmeye yardımcı olur. 2D-STE teknikleri erken dönemde radyasyon ilişkili kardiyak disfonksiyonu tespit etme potansiyeline sahiptir, ancak risk faktörlerini değerlendirmek için 2D-STE’nin kullanımı ile ilgili yeterince çalışma yoktur. Bu çalışma hem radyasyon ilişkili kardiyak disfonksiyon için risk faktörlerini ortaya koymayı hem de bu risk faktörlerini 2D-STE teknolojisini kullanarak ölçmeyi amaçlamıştır.
Sol ventrikül sistolik fonksiyon parametrelerinden; tedavi öncesi, tedavi ortası ve tedavi sonrası evrelerde LVEF’de istatistiksel anlamlı değişiklik izlenmedi. LV Tei indeksi ise tedavi öncesi döneme göre tedavi ortasında ve sonunda artış gösterdi. 2D strain parametrelerinde ise Sol ventrikül global longitudinal gerilim (LVGLS), endokardın LVGLS'si (LVGLS-Endo) ve epikardın LVGLS'si (LVGLS-Epi), tedavi öncesi ile karşılaştırıldığında tedavi ortasında ve tedavi sonrası anlamlı olarak azaldı. LVGLS’de tedavi sonrası-tedavi öncesi değişimi ifade eden ΔLVGLS ve ΔLVGLS-Endo değerlerinin kalbin maruz kaldığı ortalama radyasyon dozu (ORT) ile doğrusal olarak ilişkili olduğu görüldü. Sağ ventrikül sistolik fonksiyon parametrelerinde hem triküspit anüler düzlem sistolik ekskürsiyonu (TAPSE) hem de RVFAC tedavi öncesine göre tedavi ortasında ve sonrasında anlamlı olarak azaldı. Sağ ventrikül serbest duvar longiitudinal strain parametresi (RVFWLS), tedavi öncesi ile karşılaştırıldığında tedavi ortasında ve sonrasında anlamlı olarak azaldı. Sağ kalp Tei indeksi ve S' gibi geleneksel ekokardiyografik ölçümlerde herhangi bir değişiklik gözlenmedi. Tedavi sonrası-tedavi öncesi RVFWLS değeri arasında ki fark olarak ifade edilen ΔRVFWLS'nin kalbin maruz kaldığı ORT ve hasta yaşı ile doğrusal olarak ilişkili olduğu görüldü. Tedavi ve takip süresi boyunca tüm hastalarda ortaya çıkan sonlanım noktaları; Kalp yetersizliği semptom veya belirtileri olmaksızın LVEF'de başlangıç değerine göre ≥%10 azalma ile birlikte LVEF < 53 olması, RVFAC <%35 ve s' <10 cm/ idi.Sağ kalp ilişkili sonlanım noktaları sol kalp ilişkili sonlanım noktalarına göre daha sık meydana geldi. Tüm hastalarda içinde >56,5 hastalarda sağ kalp ilişkili bir sonlanım noktası gelişme olasılığı daha genç hastalara göre daha yüksekti. 20,20 Gy'den fazla ORT’ye maruz kalan kalplerde hem sol hem de sağ kalp ilişkili sonlanım noktası geliştirme olasılığı, 20,20 Gy'den daha az maruz kalanlara göre daha yüksek bulundu. Çalışmanın sonuçları şu şekilde özetlenebilir;
|
2025 © Bu sitenin tüm hakları Türk Kardiyoloji Derneğine aittir. |