| Değerli meslektaşlarımız
Kalp yetersizliği, gerek epidemiyolojik yükü gerekse klinik sonuçlarıyla kardiyovasküler tıbbın en zorlu alanlarından birini oluşturmaya devam etmektedir. Son yıllarda tedavi seçeneklerindeki çeşitlilik ve kılavuzlara yansıyan güçlü kanıtlar, bizlere daha etkin bir hasta yönetimi imkânı sunsa da, uygulamadaki değişkenlik ve yeni stratejilerin hangi hasta grubunda en fazla faydayı sağlayacağı sorusu güncelliğini korumaktadır.
Avrupa Kardiyoloji Derneği (ESC) 2025 Kongresi’nde kalp yetersizliği alanında önemli yeni çalışmalar yayınlandı.
Remisyonda Düşük Ejeksiyon Fraksiyonlu Kalp Yetersizliği (DEF-KY) hastalarında vericiguatın (VICTOR) sağladığı faydalar, akut kalp yetersizliği’nde dapagliflozin (DAPA ACT HF-TIMI 68) sonuçları, modern tedavi altında digitoksinin (DIGIT-HF) klinik etkileri ve Hafif Azalmış Ejeksiyon Fraksiyonlu Kalp Yetersizliği (HEF-KY)/Korunmuş Ejeksiyon Fraksiyonlu Kalp Yetersizliği (KEF-KY)’nde kombine tedavilerin ömür boyu faydaları farmakoterapi alanındaki gelişmeleri ortaya koymaktadır. Buna ek olarak, toplum temelli yüksek NT-proBNP düzeyine sahip hastalarda erken dönemde SGLT2 inhibitörü ve mineralokortikoid reseptör antagonisti (MRA) başlanmasının olası yararı, gelecekte tanı ve tedavi sürecine yeni bir yaklaşım kazandırabilir.
Cihaz tedavilerinde ise sacubitril/valsartan’ın sol ventrikül destek cihazı olan hastalarda güvenliği (ENVAD-HF), fizyolojik pil ile biventriküler pilin karşılaştırıldığı PhysioSync-HF ve implant edilebilen defibrilatör cihazı (ICD) olan hastalarında potasyum yönetimini hedefleyen POTCAST çalışmaları öne çıkmıştır. Bu sonuçlar, cihaz tedavilerinde daha rafine ve hasta odaklı yaklaşımların gündeme gelmesi gerektiğini göstermektedir.
Akut KY yönetiminde LOT-MDR, diüretik direncinin mekanistik yönlerini sorgulayan yapısıyla, standart tedavi paradigmalarını yeniden değerlendirmemize yol açmıştır. Ayrıca, ESC HF III Registry ile Avrupa pratiğine ilişkin geniş ölçekli veriler güncellenmiş; temporal trend analizleri ise hasta profilindeki değişimin, komorbiditelerin artışı ve KEF-KY’nin yükselen ağırlığını açıkça ortaya koymuştur.
Tüm bu veriler, kalp yetersizliği yönetiminde yalnızca yeni ilaç ve cihazların değil, aynı zamanda erken tanı, bireyselleştirilmiş tedavi ve uygulama farklılıklarını azaltmaya yönelik stratejilerin de önümüzdeki dönemin temel gündem maddeleri olacağını göstermektedir.
Bu bültenin amacı, ESC 2025’te paylaşılan en güncel çalışmaların sonuçlarını sizlere aktarmakla kalmayıp, aynı zamanda bu sonuçların klinik pratiğimize nasıl yansıyabileceğini tartışmaya açmaktır. Bilimsel verilerin yolumuzu aydınlatmaya devam ettiği bu süreçte, elde edilen kazanımların hasta bakımına en etkin şekilde yansıtılması en büyük ortak hedefimizdir.
Keyifli okumalar dileriz.
Türk Kardiyoloji Derneği Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Adına;
Prof. Dr. Taner Şen
| |