Prof. Dr. Emre Aslanger

SEISMIC-HF I Çalışması

Kalp yetersizliğinin (KY) implante edilebilir algılayıcılarla hemodinamik olarak izlenmesinin, KY kaynaklı hastaneye yatış riskini azaltmada etkili olduğu gösterilmiştir. Ancak bu yöntemler yüksek maliyet ve prosedürel riskler nedeniyle yaygın kullanıma girememektedir. Giyilebilir algılayıcı teknolojileri ve makine öğrenme (machine learning; ML) algoritmalarındaki gelişmeler, intrakardiyak doluş basınçlarının (özellikle de pulmoner kapiller tıkalı basıncının; PKTB) invazif olmayan yöntemlerle ölçümüne olan ilgiyi artırmıştır. SEISMIC-HF I çalışmasının amacı; elektrokardiyografi, sismokardiyografi ve fotopletismografi verileri toplayan bir cihaz (CardioTag, Cardiosense) kullanarak PKTB’yi tahmin etmek için bir ML algoritması geliştirmektir.

SEISMIC-HF I Çalışması, PKTB’nin invazif olmayan ölçümü için bir ML algoritmasının geliştirilmesine yönelik prospektif, çok merkezli, gözlemsel bir çalışmadır. Amerika Birlişik Devletleri’indeki 15 merkezde rutin sağ kalp kateterizasyonu (SKK) yapılacak 1.000’e kadar katılımcının verileri toplanacaktır. SKK sırasında, CardioTag cihazından elde edilen dalga formları ve basınç izleme verileri eş zamanlı olarak kaydedilecektir. Çekirdek laboratuvar tarafından doğrulanmış PKTB ölçümleri, algoritmanın altın standart referansı olarak kullanılacaktır. Veriler, algoritmanın eğitimi ve test edilmesi için eğitim ve test setlerine ayrılacaktır.

Çalışmaya, mekanik dolaşım veya ventilasyon desteği olmayan, 21 yaş ve üzeri yetişkinler katılmıştır. Dışlama kriterleri arasında göğüs duvarında yara veya hemodinamik instabilite gibi durumlar yer almıştır. Çalışma, özellikle düşük ejeksiyon fraksiyonlu hastalara (DEF-KY) odaklanmıştır.

Algoritma, SKK ile ölçülen PKTB değerlerine kıyasla ortalama 1.04 ± 5.57 mmHg hata oranıyla yüksek bir doğruluk sergilemiştir. İnvazif ölçümlerle uyum -9.9 ila 11.9 mmHg arasında değişmiş ve bu sonuçlar daha önceden denenmiş implante edilebilir monitörlerin doğruluğuna benzer bulunmuştur.

Bu ümit verici bulgular, daha genellenebilir ve daha geniş bir yelpazede ejeksiyon fraksiyonu olan hastalara da uygulanabilirse, söz konusu yöntemin kalp yetersizliği yönetiminde invazif yöntemlerin yerini alabilecek, rutin hemodinami kılavuzlu tedavi için invazif olmayan bir araç sunabileceğini düşündürmektedir. SEISMIC-HF I çalışması, bu yaklaşımın güvenilirliğini ve pratikliğini doğrulamak için önemli bir adımdır. Bu teknoloji, hastane yatışlarını azaltmaya ve KY yönetiminde maliyet etkinliği sağlamaya yönelik umut vaat etmektedir.