![]() |
Kalp Yetersizliği Elektronik Haber Bülteni Yıl: 1 Sayı: 8 / 2009 |
Geçmiş anket sonuçları Bülten İstek Formu |
Efects of yoga on inflammation and exercise capacity in patinets with chonic heart failure. Journal of Cardiac Failure 2008. Yrd. Doç. Dr. Bahadır Kırılmaz
Kronik hastalıklar içerisinde KY, ekonomik ve klinik etkileri açısından üst sıralarda yer almaktadır. Ortaya çıkışıyla birlikte yaşam kalitesinde bozulma beraberdir. Sistolik ve diyastolik kalp yetmezliğinde semptomlar sıklıkla fonksiyonel kapasitenin azalmasıyla ilişkilidir. Yoga tarzında fiziksel egzersiz modeli son yıllarda popularite kazanmıştır ve kardiyak rehabilitasyon konusunda faydaları olabilir. Yogaya yoğun bir ilgi olmasına rağmen kronik KY’de yaşam kalitesinde düzelme yaptığına ve semptomlarda azalma yaptığına dair herhangi bir veri yoktur. Yoga ile kombine edilerek yapılan fiziksel egzersizleri, solunum teknikleri ve meditasyonun olumlu etkileri vardır. Relaksasyon ve meditasyon bileşenleri ile barorefleks duyarlılığında düzelme ve kalp hızı değişkenliğinde azalmaya öncülük edebilmektedir. Kronik kardiyovasküler hastalığı olanlarda çok faydalı etkileri olduğu belirtilmiştir. Örnek olarak çeşitli küçük çalışmalarda yaşam tarzı değişiklikleri ve diyet ile kombine edildiğinde lipid profilinde, kan basıncında ve psikolojik olarak düzelme ile birlikte aterosklerotik süreçte gerileme olduğu gösterilmiştir. Bununla birlikte bu çalışmaların çoğunda kontrol grubunun olmaması, yoga protokolerinin tipi, süresi ve şiddetindeki farklılıklar bu sonuçların değerlendirilmesinde güçlükler yaratmaktadır. Çalışmada 8 haftalık yoga programıyla sistolik KY hastalarında kardiyovasküler durum, fonksiyonel etki, psikolojik etkiler araştırılmıştır. İnflamatuar göstergeler olumsuz kardiyovasküler prognozla yakından ilişkilidir. Çalışmada yoganın inflamatuar belirteçlerden IL-6, hs-CRP, EC-SOD’a etkileri değerlendirildi. KY’de IL-6 ve hs-CRP düzeylerinde yükselme kötü gidişatla bağlantılıdır. EC-SOD aktivitesi endotel aracılı akıma bağlı vazodilatasyonla yakından ilişkilidir. Yoga seansları amerikan spor koleji sertifikalı, kardiyak rehabilitasyon konusunda deneyimli yoga öğretmenleri tarafından uygulandı. Asanas yoga için 18 geleneksel yoga kombinasyonundan oluşan ileri-geri, bükülme hareketleri ve denge pozisyonları şeklinde uygulandı (figür.1). Hastaların ortopedik ve fiziksel durumlarına göre bu hareketler modifiye edildi. Pranayama solunum egzersizleri, solunumun farkında olmayla birlikte derin nefes alma ve vermenin 1/1 oranında olması ve soluk hiç tutulmaksızın yapılmaktaydı. Nefes alma sırasıyla abdominal bölgeden başlayıp, akciğer alt kısmı ve akciğerin üst kısmıyla devam edip bu sıranın tam tersi olarak nefes vermeyle devam ediyordu. Meditasyon ve relaksasyon egzersizleri hastanın konfor tercihine göre yatar veya oturur durumda uygulandı.
Bu çalışmada 8 haftalık yoga programının standart medikal tedaviye eklendiğinde sistolik KY’de egzersiz kapasitesine, VO2‘ye ve inflamatuar parametrelere olumlu etkileri olduğu gözlenmiştir. Çalışmada yoganın etkisiyle klinik parametrelerde düzelme olması çarpıcı bir durumdur. KY’nin progresyonunda hemodinamik bozulmaya ek olarak artmış nörohormonal aktivasyon aracılığıyla sempatik sinir sistemi ve renin-anjiyotensin sisteminde çeşitli değişiklikler meydana gelir. Beta blokerler, anjiyotensin-converting enzim inhibitörleri, anjiyotensin reseptör blokerleri gibi ilaçlar nörohormonal etkiyi baskılayarak KY hastalarında mortalite ve morbidite azalmasına öncülük ederler. Kalp hızı, kan basıncı ve solunum hızı hem sempatik hemde parasempatik sistemlerden etkilenmektedir. Yoganın postürleri ve solunum egzersizlerinin etkisiyle sempatik aktivasyon zayıflayarak ventriküler doluş basıncı düşer. Egzersiz kapasitesindeki düzelmeye yoganın katkısı bu şekilde açıklanabilir. Yogada olan duruş postürleri, relaksasyon ve solunum egzersizlerinin kalp yetersizliğinde gözlemlenen patolojik mekanizmalarda düzelme ve gerilemeye yol açtığı bildirilmiştir. Kronik KY’de oluşan dispne sonucu kas yorgunluğu ve arteryel karbondioksitte azalma olur. Ventilasyon çabasıyla birlikte sempatik aktivasyon ve j reseptörlerinin aktivasyonu ventriküler aritmilere zemin hazırlamaktadır. Yogada parasempatik aktivasyon artışıyla beraber periferik dokuların oksijen sunumunu kontrol altına alınmaktadır. Tran ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada normal sağlıklı bireylerde 8 haftalık yoga programı sonrasında muskuler güçte %31 artış, fleksibilitede %188 artış ve oksijen alımında %8 artış gözlenmiştir. Bu veriler çalışmamızdaki egzersiz toleransında olan artışı, uzamış efor süresini ve artmış maksimum oksijen tüketimini desteklemektedir. Fleksibilite ile ilgili değişiklikler bizim çalışmamızda hastaların komorbid durumları, yaşlarının ileri olması ve kalp yetersizliklerinin olması nedeniyle gösterilemedi. Kan basıncı ve kalp hızı değişkenliklerini çalışmada değerlendirmek hastaların almakta olduğu medikal tedaviler nedeniyle güçtü. Tedavi dozlarındaki değişiklikler nedeniyle bu parametreler arasında değerlendirme yapmak yanıltıcı olabilir. Hipertansif hastalar üzerinde yapılan yoga programıyla ilgili çeşitli çalışmalarda ortalama sistolik basınçta 15 mmHg, diyastolik basınçta 10 mmHg düşme gösterilmiştir. Yoganın otonomik sinir sistemini baskılayarak semptomlarda düzelmeye neden olmasının yanısıra psikolojik etkileride gözardı edilmemelidir. Konjestif KY hastalarının %25’inde major depresyon vardır. %50 Olguda ise subklinik depresyon ve distimi bulunmaktadır. Bu durumlar hastanın mortalitesindeki artışa ve yaşam kalitesinde azalmaya neden olmaktadır. Strese bağlı olarak artmış katekolamin seviyelerinin immun sistem ve kalp sağlığına kötü etkileri vardır. Çalışmada hastalara uygulanan MLHFQ ile yoganın yaşam kalitesine olan etkileri araştırıldı. Ancak yoga grubundaki hastaların sayısının az olması nedeniyle (n=9) istatiksel olarak anlamlı fark bulunamadı. Bununla birlikte yoga yapan hastalarda günlük yaşam aktivitelerine karşı toleransın arttığı bildirilmiştir. Kardiyak hastalarda hs-CRP ve IL-6 gibi inflamatuar belirteçlerin serum seviyelerindeki artışı yüksek mortaliteyle ilişkilidir. Çalışmamızda yoganın diğer bir potansiyel etkisi ise damar düzeyinde oksidatif streste ve inflamasyonda azalmayla birlikte endotel fonksiyonlarında düzelme yapabilmesidir. Sadece medikal tedavi alan grupla yoga grubu arasında 8 haftanın sonunda inflamasyonu gösteren 3 parametrede de anlamlı değişiklikler vardı. Yoga grubunda hs-CRP’de %20, kontrol grubunda ise %1.6 düşme, IL-6’da ise yoga grubunda %22, kontrol grubunda dikkate alınmayacak oranda düşme izlendi. Egzersizin nitrik oksit etkisiyle endotel fonksiyonlarında ve inflamatuar belirteçlerde düzelmeyle ilişkili olduğu bilinmektedir. Yakın zamanda yapılan ufak çaplı bir araştırmada yoganın koroner arter hastalarının endotel fonksiyonlarına olumlu etkisi olduğu bildirilmiştir. Yoganın faydalı etkisi egzersize bağlı olarak hs-CRP düşüşü üzerinden olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak yoga ile damar düzeyinde inflamasyon, oksidatif stres ve sitokinlerin düzeyinin azalmasına bağlı olarak semptomlarda düzelme olabilir. |
2008 - 2025 © Bu sitenin tüm hakları Türk Kardiyoloji Derneğine aittir. |