Kalp Yetersizliği Elektronik Haber Bülteni Yıl: 12 Sayı: 1 / 2020 |
Geçmiş anket sonuçları Bülten İstek Formu |
Dr. Cihan Altın Sodium–glucose cotransporter 2 (SGLT2) inhibitörleri çalışmaları
EMPEROR-Reduced çalışması Sodium–glucose cotransporter 2 (SGLT2) inhibitörlerinin Tip 2 Diabetes Mellitus (DM) hastalarında kalp yetersizliği (KY) nedenli yatışları azaltması gösterilmiştir. Ancak bu ilaçların (diyabeti olsun yada olmasın) optimal medikal tedavi altındaki KY hastalarında kullanıma yönelik tasarlanmış çalışmalara ihtiyaç duyulmaktaydı. EMPEROR-Reduced çalışması (Empagliflozin Outcome Trial in Patients With Chronic Heart Failure With Reduced Ejection Fraction) bu nedenle tasarlanan çalışmaların en önemlilerinden birisi olup ESC 2020 kongresinde açıklanarak gündeme damgasını vurmuştu. Bu çalışma çift kör, randomize bir çalışma olup, çalışmada Tip 2 DM olsun ya da olmasın 3730 sınıf II-IV semptomatik ve düşük ejeksyion fraksiyonlu kalp yetersizliği (DEFKY) hastası empagliflozin 10mg (günlük) ve placebo grubuna randomize edilmişti. Optimal medikal tedavi altında olan tüm hastalar çalışmanın primer sonlanım noktası olan kardiyovasküler ölüm (KV) veya kalp yetmezliği (KY) nedenli hospitalizayon açısından ortalama (median) 16 aylık süre takip edildi. Primer sonlanım noktası empagliflozin grubunda %19.4 izlenirken placebo grubundan %24.7 bulundu. Primer sonlanım noktasında (KV ölüm veya KY nedenli hospitalizayonda) empagliflozin ile anlamlı risk azalması saptandı (HR 0.75, 95% CI 0.65–0.86; P <0.001). Bu risk azalmasının hastaların diyabetik olup olmamasından bağımsız olduğu da en dikkat çekici bulgulardan biri oldu. Çalışmanın detaylarına bakacak olursak çalışma popülasyonunun yaklaşık %50’sinde Tip 2 DM olmadığını, %73’ünde sol ventriküler ejeksiyon fraksiyonun %30’un altında olduğunu görmekteyiz. Bazalde hastaların %79’unda N-terminal B-type natriuretic peptide (NT-BNP) seviyeleri ?1000 pg/mL olup hastaların hemen hemen yarısında anlamlı kronik böbrek hastalığı mevcuttu; tahmini glomerular filtrasyon hızı (eGFR) 20 -60 mL/min/1.73 m2 idi. Çalışmada bulunan klinik fayda Tip 2 DM olup olmamasından, bazal böbrek işlevlerinden veya sacubitril/valsartan’da (hastaların yaklaşık %20’sinin kullandığı) içeren DEFKY için kullanılan diğer ilaçların kullanımından bağımsızdı. Risk azalması temelde KY nedenli yatışlardan kaynaklanmaktaydı (HR 0.69, 95% CI 0.59–0.81; P <0.001). Çalışmanın sekonder sonuçlarında KY nedenli toplam hospitalizasyon sayısında (ilk ve rekkürren olaylar) empagliflozin grubunda anlamlı olarak azalma izlendi (HR 0.70, 95% CI 0.58–0.85; P <0.001). Ayrıca renal işlevlerin bozulması üzerine olumlu etkisi izlendi. Plasebo grubuna göre empagliflozin ile eGFR’deki yıllık azalmanın daha yavaş olduğu dikkat çekti (eGFR: –0.55 vs. –2.28 ml /dk/1.73 m2 yani yıllık 1.7 mL/dk/1.73 m2 daha az azalma, p<0.001). Bu sonuçlar empagliflozinin renoprotektif etkisini desteklemektedir. Yan etki olarak sadece komplike olmayan idrar yolu enfeksiyonları empagliflozin grubunda daha sık izlendi. Bu çalışmadan çıkarılacak sonuç kılavuzlara uygun optimal medikal tedavi alan KY hastalarında tedaviye empagliflozinin eklenmesi hastaların diabetik olmasından bağımsız olarak KV ölüm veya KY nedenli hospitalizasyonda anlamlı olarak azalma sağlamıştır. |
2008 - 2024 © Bu sitenin tüm hakları Türk Kardiyoloji Derneğine aittir. |