Kalp Yetersizliği Elektronik Haber Bülteni Yıl: 7 Sayı: 4 / 2015 |
Geçmiş anket sonuçları Bülten İstek Formu |
. Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi, İç Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı, İzmir) Doç. Dr. Hatice Mert Cinsel sağlık, bireyin somatik, entellektüel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönlerinin bir bütünüdür ve genel sağlığın en önemli bileşenlerinden biridir. Bu nedenle önemli bir yaşam kalitesi konusudur. Cinsel aktivite genellikle KY olan hastalarda önemli bir sorundur. Kalp yetersizliği hastalarında hemodinamik, vasküler, hormonal ve nörohormonal anormallikler sık görülen cinsel fonksiyon bozukluğuna neden olabilmektedir. Yapılan çalışmalarda KY hastaları tarafından bildirilen cinsel sorunlar cinsel ilgide azalma (%47-82), cinsel aktivite sıklığında azalma (%48-76), cinsel performans ile ilgili olumsuz değişiklikler (%29.5-33) ve cinsel aktiviteden memnuniyetsizliktir (%34-83). Schwarz ve arkadaşları (2008) KY olan kadın ve erkekler arasında cinsel disfonksiyon prevelansını inceledikleri çalışmada; kadınların %87’sine kadın cinsel disfonksiyonu tanısı konurken, erkeklerin %84’üne erektil disfonksiyon tanısı konduğunu belirtmektedir. Orgazm sorunları kadınların %62’si, erkeklerin %73’ü tarafından rapor edilmektedir. Hoekstra ve arkadaşlarının (2012a) büyük bir örneklemde yaptığı çalışmada (n=792), KY hastalarının %48’inin taburculuktan bir ay sonra, %70’inin 18 ay sonra cinsel aktivite ile ilgili sorunlar yaşadığı belirtilmektedir. Cinsel sorunların genellikle bir partnerle yaşayanlar, erkekler ve yaşı genç olanlar arasında olduğu ifade edilmektedir. Nedenler Kalp yetersizliğinde cinsel sorunlara neden olan faktörler arasında koroner arter hastalığına neden olan risk faktörleri, KY semptomları, komorbiditeler, ilaçların yan etkileri, azalmış egzersiz kapasitesi, depresyon/anksiyete, ölüm korkusu, kendine güvende azalma sayılabilmektedir. Çalışmalar tiyazid diüretiklerin ve ß-blokerlerin (nebivolol dışında) erektil fonksiyon üzerine olumsuz bir etkisi olabileceğini göstermektedir. Angiotensin konverting enzim inhibitörleri, angiotensin reseptör blokerleri ve kalsiyum kanal blokerlerinin erektil fonksiyon üzerine olumsuz bir etkisinin olmadığı hatta olumlu bir etkisinin olduğu belirtilmektedir. Kalp yetersizliği hastaları sağlıklı yaşlılarla karşılaştırıldığında, cinsel fonksiyon bozukluğunun benzer oranda olduğu ancak KY hastalarında cinsel fonksiyonda değişikliğe neden olan erektil disfonksiyon (ED), solunum sıkıntısı, yorgunluk, ilaç kullanımı (ß-blokerler ve lipit düşürücü ilaçlar) ve dolaşım bozukluğunun daha fazla olduğu ifade edilmektedir. Kalp Yetersizliği Olan Hastalar Cinsel Aktivitede Bulunabilir mi? Kompanse ve/veya hafif (NYHA I veya II) KY olan hastalar cinsel aktivitede bulunabilir. NYHA sınıf III-IV olan hastalarda cinsel etkinlikle tetiklenen dekompansasyon riskinin biraz arttığı bildirilmektedir. Stabil olmayan ya da dekompanse veya ilerlemiş (NYHA III veya IV) KY olan hastalara durumları stabil oluncaya ve optimal yönetilinceye kadar cinsel aktivite önerilmemektedir. Fosfodiesteraz 5 (PDE5) inhibitörleri kompanse KY hastalarında erektil disfonksiyon tedavisi için genellikle güvenli ve etkilidir. PDE5 inhibitörleri nitrat tedavisi alan hastalarda kullanılmamalıdır. Hastalara cinsel aktivite öncesi iyi dinlenmesi, ağır yemekler veya alkolden kaçınması, solunum güçlüğü olduğunda aktiviteyi durdurması ve dinlenmesi, cinsel etkinlik sırasında dispne ve göğüs ağrısına karşı profilaktik olarak dilaltı nitrogliserin alması önerilmektedir. Hastalar cinsel aktivite sırasında sık idrara çıkmayı önlemek amacıyla diüretik kullanım zamanını planlamalıdır. Hasta ve Partnerine Danışmanlık Önerileri Uluslararası KY kılavuzları sağlık profesyonellerinin hastaları ile cinsel sağlığı tartışmalarını, hasta ve partnerlerine cinsel endişeleri ile ilgili eğitim vermelerini önermektedir. Ancak KY hastaları ile yapılan bir çalışmada (n=100) erkeklerin %60’ının, kadınların %75’inin doktorlarının olası cinsel sorunları kendileri ile tartışmadıklarını belirttikleri saptanmıştır. Hastaların çok azı cinsel fonksiyonları hakkında yeterli bilgiye sahip olduğuna inanmasına karşın, kadınların %42’si, erkeklerin %73’ü doktoru ile cinselliği konuşmaktan rahatsızlık duyduğunu ifade etmiştir. Hoekstra ve arkadaşları (2012c) yaptıkları çalışmada; hemşirelerin %75’inin KY hastaları ile cinsel sağlığı tartışma sorumluluğu olduğunu belirtseler de %61’inin cinselliği nadiren ya da hiç tartışmadığını belirttiklerini bulmuştur. Aynı çalışmada Hoekstra ve arkadaşları hemşirelerin cinsellik konusunu tartışmama nedenleri olarak bilgi eksikliği, eğitim yetersizliği, konuyu nasıl başlatacağını bilememe gibi engelleri tanımlamıştır. Ne Yapılabilir? Hastalar ve partnerleri cinsellik konusunu konuşmaktan utandıkları için sağlık profesyonellerinin tartışmayı başlatması önerilmektedir. Cinsel endişe ve kalp hastalığı konusuna egzersiz önerilerini tartıştıktan sonra geçilmelidir. Cinsel danışmanlık için gerekli bilgi yüz yüze ya da online öğrenme yöntemleri ile sağlanabilmektedir. Cinsel endişelerle ilgili poster veya broşürler verilebilir. Açık uçlu sorular tartışmayı kolaylaştırmaktadır. Bu amaçla anket formları kullanılabilir. Cinsel endişelerin tartışılmasına izin verecek bir ortam yaratılmalıdır. Cinselliğin değerlendirilmesi ve endişe duyulan konuların tanımlanması ilk adımdır. Tanılama için hemşire-hasta arasında bir güven ilişkisi oluşmalı, hasta mahremiyeti sağlanmalı, hasta dikkatle dinlenmeli, ses tonu ve beden dili dikkatli bir şekilde gözlenmelidir, uygun dil kullanılmalıdır. PLISSIT modelinin kullanımı ve değerlendirme araçları cinsel endişeleri tartışmaya başlamak için yapılandırılmış bir yaklaşım sağlamaktadır. Bu tartışmada hem hasta hem partneri korkularını açıkça ifade eder, cinsel sorunlar konuşulur hem de sağlık ekibinden bilgi destek alır. Model dört aşamadan oluşmaktadır.
Hemşireler İçin Özel Eğitim Hemşirelerin, cinsel endişeler hakkında konuşmaya nasıl başlanacak gibi özel iletişim becerilerine ve KY’nin cinsel aktiviteyi fizyolojik olarak nasıl etkilediğine yönelik eğitim alması önemlidir. Böylece hemşireler cinsel endişeleri tartışma konusunda kendilerini güvende ve iyi hazırlanmış hissederler. Ayrıca hemşireler cinsellik konusunda inanç, değer ve tutumlarının farkına varmalı, eşlerin yaşam biçimlerini, cinsel yaşamlarını yargılamamalı, hastaların sınırlılıklarının farkında olmalıdır. Sonuç olarak, cinselliğin yaşam kalitesinin önemli bir yönü olduğu unutulmamalıdır. Hekim ve hemşirelerin hastaların bu gereksinimlerini önemsemeleri gerekmektedir. Multidisipliner yaklaşım benimsenmelidir. Kaynaklar
|
2008 - 2024 © Bu sitenin tüm hakları Türk Kardiyoloji Derneğine aittir. |