![]() |
Kalp Yetersizliği Elektronik Haber Bülteni Yıl: 3 Sayı: 4 / 2011 |
Geçmiş anket sonuçları Bülten İstek Formu |
STICH Viability: Myocardial Viability and Survival in Ischemic Left Ventricular Dysfunction. ACC 11, 2-5 Nisan 2011, New Orleans Dr.Hüsnü Değirmenci, Doç.Dr. Fuat Gündoğdu
STICH çalışmasında revakülarizasyon hipotezine göre 1212 hasta randomize edildi. 618 hastaya miyokardiyal viabilite testi yapılırken 598 hastaya viabilite testi yapılmadı. Viabilite testi yapılan 17 hasta zamanlama ve düşük kalite dolayısıyla dışlandı. 321 hastaya sadece SPECT, 130 hastaya sadece DE, 150 hastaya herikisi de yapıldı. Böylece viabilite testinin değerlendirilebilir kabul edildiği 601 hastanın 114’ünde viabilite saptanmazken, 487 hastada viabilite saptandı. Viabilite saptanan olgularla, viabilitesi olmayan olgu gruplarındaki hastaların yaklaşık yarısı CABG diğer yarısı medikal tedavi kollarına ayrıldı. Primer sonlanım noktası tüm nedenlere bağlı mortalite, sekonder sonlanım noktası KV mortalite ve kardiyovasküler hospitalizasyon + mortalite olarak belirlendi. Çalışmaya alınan hastaların temel özellikleri ektedir(Tablo 1 ve Tablo 2). Çalışma sonuçlarına göre miyokardial viabilitesi olan hastalarda olmayan hastalara göre univariate analizlerde mortalite (p<0.003), kardiyovasküler hospitalizasyon+mortalite (p<0.001) ve kardiyovasküler mortalite (p<0.003) anlamlı olarak daha düşük bulunmuştur. Ancak multivariate analizlerde bu istatistiksel anlamlılık kaybolmuştur. Zaman geçtikçe tüm nedenlere bağlı mortalite oranı, kardiyovasküler hospitalizasyon ve kardiyovasküler mortalite oranı viabilite gösteren olgularda giderek daha da düşmektedir. Miyokardiyal viabilitesi olan hastalarda CABG ve medikal tedavi girişimleri arasında primer sekonder son noktalar açısından farklı bulunmamıştır. Bunun ötesinde viabilitesi olmayan olgularda medikal tedavi CABG’e göre daha yararlı bir trend göstermiştir. STICH çalışması sol ventrikül disfonksiyonu ve koroner arter hastalığı olan hastalarda klinik sonuçlar ve miyokardiyal canlılık arasındaki ilişkiyi inceleyen en geniş güncel çalışmalardan biridir. Sonuç olarak miyokardiyal viabilite ve klinik sonuçlar arasında önemli ilişki gösterilmiş olmasına rağmen diğer prognostik değişkenleri içeren multivariable analizlere maruz bırakıldığında önemli bir ilişki gösterilememiştir. Ayrıca miyokardiyal canlılık ve mortalite açısından medikal tedaviye karşın cerrahi tedavinin etkisini göstermede başarısız olmuştur. Bir başka ifadeyle viabilitesi bulunan olgular medikal tedavide de kalsalar, CABG’de olsalar benzer klinik düzelmeler göstermektedirler. Bu nedenle bu çalışmanın sonuçlarına göre, CABG öncesi viabilite çalışması, CABG’den fayda görecek olguların belirlenmesinde etkin gibi görünmemektedir.
|
2008 - 2025 © Bu sitenin tüm hakları Türk Kardiyoloji Derneğine aittir. |