Kalp Yetersizliği ÇG
Yönetim Kurulu
Başkan:
Dr. Özlem Yıldırımtürk
Y.K. adına Koordinatör:
Dr. Dursun Aras
Y.K. adına Koordinatör:
Dr. Bülent Mutlu
Üyeler
Dr. K. Emre Aslanger
Dr. Zübeyde Bayram
Dr. Ali Kemal Kalkan
Dr. Hakkı Kaya
Dr. Taner Şen
Yazarlar: Dr. Serdar Akyüz
Dr. İbrahim Halil Kurt Konuk Uzman: Dr. Ayşen Ağaçdiken Ağır
|
|
Geçmiş anket sonuçları
Bülten İstek Formu
|
  KY Bülteni - Akut Kalp Yetersizliği Sendromları ve Koroner Arter Hastalığı (Dr. Ayşen Ağaçdiken Ağır)Akut Kalp Yetersizliği Sendromları ve Koroner Arter Hastalığı
Dr. Ayşen Ağaçdiken Ağır
Soru:
Akut kalp
yetersizliği sendromlarını nasıl tanımlarsınız?
Akut kalp
yetersizliği sendromları; ivedi tedavi gerektiren, önceden mevcut kalp
yetersizliğinin dekompanse olması veya yeni başlangıçlı kalp yetersizliği olarak
tanımlanmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hospitalizasyonun en
önemli nedenlerinden birisidir. Akut kalp yetersizliğine bağlı hastane
başvurularının %80’ini mevcut kalp yetersizliğinin kötüleşmesi, %15’ini yeni
başlayan kalp yetersizliği ve %5’ini de son dönem- refrakter kalp yetersizliği
oluşturmaktadır.
Soru:
Akut kalp
yetersizliği sendromlarında prognoz nasıldır?
Hastanede uygulanan
gelişmiş tedavilere rağmen taburculuk sonrası mortalite ve hastaneye yeniden
başvuru oranları yüksektir. Mortalite hastanede %4-7 ve taburculuk sonrası erken
dönemde %10-15 oranındadır. Hastaneye yeniden başvuru oranı ilk 60-90 gün içinde
%30 ve 1 yıllık mortalite oranı %30-40 olarak bildirilmektedir.
Soru:
Akut kalp
yetersizliği sendromlarında koroner arter hastalığı sıklığı ne kadardır?
Akut kalp
yetersizliği ile başvuran hastaların yaklaşık %60’ında koroner arter hastalığı
ve bunların da %30’unda geçirilmiş miyokard infarktüsü öyküsü mevcuttur. Akut
kalp yetersizliği ile hastaneye yatan hastalarda koroner arter hastalığının
bulunması kötü prognozun belirleyicilerinden birisidir. OPTIMIZE-HF (Organized
Program to Initiate Lifesaving Treatment in Hospitalized Patients with Heart
Failure) çalışmasında hastaların %15’inde akut kalp yetersizliği nedenli
hastaneye yatışı primer presipite eden faktörün iskemi olduğu ortaya
konulmuştur. Bu hastaların hem hastane içi hem de taburculuk sonrası 60-90
günlük mortalite oranı yüksek bulunmuştur. Bir otopsi çalışmasında bilinen
iskemik kardiyomiyopatisi bulunan hastaların yaklaşık %60’ında ölüm nedeni akut
miyokard infarktüsü olarak belirlenmiştir. Bu çalışma, kalp yetersizliği
hastalarında akut miyokard infarktüsüne bağlı gelişen ölümlerin çoğu zaman
yanlışlıkla kalp yetersizliğinin kötüleşmesine veya aritmilere bağlandığını
ortaya koymaktadır.
Soru:
Koroner arter hastalığı ve akut kalp yetersizliği
birlikteliğinde gelişen patofizyolojik olaylar nelerdir?
Akut koroner sendroma
bağlı kalp yetersizliğinde miyokardiyal hasar kalp yetersizliğinin ana nedenini
oluştururken, altta yatan kronik koroner hastalığı varlığında miyokardiyal hasar
kalp yetersizliğinin kötüleşmesine neden olur. Akut kalp yetersizliği ve koroner
arter hastalığı bulunan hastaların çoğunda hospitalizasyon nedeni ve tanı akut
koroner sendrom değildir. Çünkü akut koroner sendromla ilişkili olan veya
olmayan kalp yetersizliği kliniği birbirine oldukça benzer. Akut kalp
yetersizliğinde özellikle koroner arter hastalığı olanlarda birçok faktör
miyokardiyal hasarı tetikler. Artmış sağ ve sol ventrikül diyastolik basıncına
ve inotropik stimulasyona bağlı olarak koroner perfüzyon azalır. Yüksek
ventrikül diyastol sonu basıncı subendokardiyal iskemiye bu da nörohormonal
aktivasyonun daha da artmasına neden olur. Sonuçta kardiyak kontraktilite artar
ve endotel disfonksiyonu ile ilişkili koroner perfüzyon azalır. Koroner arter
hastalığı bulunan akut kalp yetersizlikli hastalarda çoğu zaman hiberne veya
stunned miyokard bulunur ve tüm bu faktörler miyokardiyal hasar gelişmesinden
sorumludur.
Soru:
Akut koroner sendromlarda akut kalp yetersizliği
sıklığı nedir ve prognozu nasıl etkiler?
Akut koroner sendrom
ile başvuran hastaların yaşlaşık %10-20’sine kalp yetersizliği eşlik eder.
EuroHeart failure survey II çalışmasında hastaların %37’sinde yeni gelişen kalp
yetersizliği mevcut olup bunların %42’sinde neden akut koroner sendrom olarak
saptanmıştır. Bu hastalarda kardiyak enzimler yüksektir ve troponin seviyesi ile
kısa dönem kötü prognoz doğrudan ilişkilidir. Kalp yetersizliği ile komplike
akut koroner sendromda kısa ve uzun dönem mortalite oranı kalp yetersizliği
olmayanlar ile kıyaslandığında belirgin artmıştır. Prognoz Killip sınıflaması
ile belirlenen kalp yetersizliği ciddiyeti ile ilişkilidir ve Killip sınıfı
arttıkça mortalite oranı artmaktadır.
Soru:
Akut kalp yetersizliği sendromlarında miyokardiyal
iskemi varlığını araştırmak önemli midir?
CHRISTMAS
çalışmasında (Carvedilol Hibernation Reversible Ischaemia Trial) kalp
yetersizliği ve koroner arter hastalığı bulunan hastaların %60’ında hiberne
miyokard saptanmıştır. PRESERVD-HF çalışmasında (Pilot Randomized Study of
Nesiritide Versus Dobutamin in Heart Failure) koroner arter hastalığı öyküsü ve
akut kalp yetersizliği bulunan hastalarda miyokardiyal hasarı gösteren troponin
elevasyonu belirgindir. Kalp yetersizliği hastalarında uzun dönem prognoz
koroner arter hastalığının varlığı ve ciddiyeti ile doğrudan ilişkilidir. Bu hem
sol ventrikül sistolik disfonksiyonu olan hem de sistolik fonksiyonu korunmuş
hastalarda geçerlidir. Akut kalp yetersizliği sendromlarının etyolojisinde
koroner arter hastalığı oldukça sık rastlanan bir neden olmasına rağmen, bu
hasta grubunda koroner anjiyografi ve revaskülarizasyon oranları düşüktür.
Hospitalizasyon sırasında hastaların sadece %9-16’sına koroner anjiyografi
yapılmaktadır. Akut koroner sendroma eşlik eden kalp yetersizliği varlığında
revaskülarizasyon artmış survi ile ilişkilidir. Kronik koroner arter hastalığı
ve akut kalp yetersizliği olan hastalarda revaskülarizasyonun faydasını
araştıran çalışmalar daha kısıtlı sayıdadır. OPTIMIZE-HF çalışmasında akut kalp
yetersizliği nedenli hastaneye yatışta yapılan koroner anjiyografinin artmış
aspirin ve statin kullanımı, revaskülarizasyon ve azalmış 60-90 günlük ölüm
oranı ile ilişkili olduğu saptanmıştır.
Soru:
Akut kalp yetersizliğinde koroner arter hastalığı
nasıl değerlendirilmelidir?
Çoğu çalışmalar akut
kalp yetersizliği hastalarında koroner arter hastalığı varlığını ortaya koymak
için, daha önce geçirilmiş MI veya revaskülarizasyon öyküsü, angina varlığı gibi
klinik veya elektrokardiyografi, ekokardiyografi, egzersiz testi, miyokard
perfüzyon sintigrafisi gibi noninvazif testleri kullanmışlardır. Bu yaklaşım bu
hasta populasyonunda koroner arter hastalığının varlığının ve ciddiyetinin daha
düşük oranda saptanmasına yol açmaktadır. Koroner anjiyografi tanıda altın
standarttır. Ancak akut kalp yetersizliği hastalarında koroner arter
hastalığının varlığını veya mevcut koroner arter hastalığının durumunu
değerlendirmek için ne zaman koroner anjiyografi yapılması gerektiği konusunda
bir konsensus yoktur. Akut kalp yetersizliği ve iskemi kanıtı olan hastalarda
obstruktif koroner arter hastalığının varlığının anjiyografi ile
değerlendirilmesi erken revaskülarizasyona ve antiplatelet, statin, betabloker
ve ACE inhibitörü/ ARB gibi agresif medikal tedavinin uygulanmasına olanak
sağlar. Klinik iskemi bulgusu olmayanlarda dobutamin stres ekokardiyografi ve
miyokard perfüzyon sintigrafisi gibi ek testler ile iskemi araştırılmalıdır.
Koroner arter hastalığı ve kronik sol ventrikül sistolik disfonksiyonu olan
hastaların yaklaşık %50’sinde disfonksiyonel ancak canlı miyokard alanları
mevcuttur. Bu alanların varlığı SPECT, PET veya kardiyak MRI ile
araştırılabilir. Disfonksiyone ancak canlı miyokard alanlarının bulunması
revaskülarizasyona veya agresif farmakolojik tedaviye yanıtın iyi olacağının bir
göstergesidir.
Soru:
Akut kalp yetersizliği sendromu ve koroner arter
hastalığı varlığında tedavi önerileri nelerdir?
Akut kalp
yetersizliği sendromlarında koroner arter hastalığı varlığında artmış trombosit
aktivasyonu, miyokardiyal iskemi, bozulmuş koroner perfüzyon ve artmış doluş
basıncı söz konusu olduğundan tedavi bunlara yönelik düzenlenmelidir. Nitrat,
antiagregan, statin, renin- anjiyotensin sistem blokerleri, betablokerler hem
akut koroner sendroma eşlik eden hem de kronik koroner arter hastalığı
varlığında gelişen akut kalp yetersizliği sendromlarında kullanılmalıdır.
Hipotansif olmayan hastalarda nitratlar miyokardiyal iskemiyi azaltır ve koroner
perfüzyonu düzeltir. Ciddi pulmoner ödem olan hastalarda yüksek doz nitrat ve
düşük doz diüretik mekanik ventilasyon ihtiyacını azaltır. Akut koroner
sendromla veya kronik koroner arter hastalığı ile ilişkili kalp yetersizliği
durumlarında mümkün olduğunca inotropik ajanlardan uzak durulmalıdır. Akut kalp
yetersizliği ve troponin yüksekliği olan hastalarda inotropik ajan kullanımı
artmış hastane içi mortalite ile ilişkilidir. Vazodilatör özellikleri olan
inotropik ajanlar veya vazodilatör ile birlikte kullanılan inotopikler kan
basıncı azalması ve/veya kalp hızı artışı sonucu koroner perfüzyonu azaltırlar
ve koroner arter hastalığı bulunan kalp yetersizliği hastalarında zararlı
olabilirler.
Soru:
Bu hasta grubunda miyokardiyal revaskülarizasyon için
öneriler nelerdir?
Koroner arter
hastalığı bulunan akut kalp yetersizliği hastalarında spesifik miyokardiyal
revaskülarizasyon önerilerini içeren bir kılavuz olmamakla birlikte,
disfonksiyone ancak canlı miyokardı bulunan hastalarda revaskülarizasyon klinik
seyri iyileştirmektedir. Akut koroner sendrom zemininde gelişen akut kalp
yetersizliğinde erken revaskülarizasyon esastır. Ancak kronik koroner arter
hastalığına eşlik eden akut kalp yetersizliğinde erken miyokardiyal
revaskülarizasyon konusunda yapılan çalışmalar ve öneriler kısıtlıdır. OPTIMIZE
–HF çalışmasında, revaskülarize edilmeyen akut kalp yetersizlikli koroner arter
hastalarında mortalite koroner arter hastalığı olmayanlardan daha yüksek
bulunmuştur. Koroner arter hastalığı bulunan ve revaskülarize edilen akut kalp
yetersizliği hastalarında ise taburculuk sonrası mortalite koroner arter
hastalığı bulunmayan hastalar ile benzer saptanmıştır. Dolayısıyla iskemisi veya
disfonksiyone ancak canlı miyokardı bulunan akut kalp yetersizliği hastalarında
mümkünse erken revaskülarizasyon öncelikle düşünülmelidir.

|