Kalp Yetersizliği ÇG
Yönetim Kurulu
Başkan:
Dr. Özlem Yıldırımtürk
Y.K. adına Koordinatör:
Dr. Dursun Aras
Y.K. adına Koordinatör:
Dr. Bülent Mutlu
Üyeler
Dr. K. Emre Aslanger
Dr. Zübeyde Bayram
Dr. Ali Kemal Kalkan
Dr. Hakkı Kaya
Dr. Taner Şen
Yazarlar: Dr. Serdar Akyüz
Dr. İbrahim Halil Kurt Konuk Uzman: Dr. Ayşen Ağaçdiken Ağır
|
|
Geçmiş anket sonuçları
Bülten İstek Formu
|
  The metabolic syndrome predicts incident congestive heart failure: A 20-year follow-up study of elderly finns. Atherosclerosis 2009 Nov. 10
KY Bülteni - Metabolik sendrom kalp yetersizliği gelişme insidansını öngörebilir: Yaşlı Finlandiya toplumunda 20 yıllık takip çalışması (Uzm.Dr.Serdar Akyüz)Metabolik sendrom kalp yetersizliği gelişme insidansını öngörebilir: Yaşlı Finlandiya toplumunda 20 yıllık takip çalışması
Uzm.Dr.Serdar Akyüz Yaşlı hastalarda diyabet dahil dört farklı kriter ile tanımlanan metabolik sendrom komponentlerinin Miyokard infarktüsü ve diyabetten bağımsız olarak konjestif kalp yetersizliği ile ilişkisini araştıran 20 yıllık takip çalışması
Metabolik sendrom (MS) WHO, NCEP, IDF ve AHA kriterlerine göre tanımlandı. Metabolik sendromun kalp yetersizliği (KY) ile ilişkisi (303 olgu) regresyon analizi ile 20 yıllık sürede 65-74 yaş arası 1032 finlandiyalı olguda araştırıldı. MS’un yukarıda belirtilen 4 farklı kritere göre anlamlı olarak KY riskini 1.45-1.74 kat artırdığı gözlendi. DM ve MI olguları dışlandığında risk artışı 1.37-1.87 kat olarak hesaplandı. Tek kritere göre değerlendirme yapıldığında; bozulmuş açlık glukozu olanlarda 1.46 kat, artmış kan basıncı olanlarda (?140/90 mmHg veya antihipertansif kullananlar) 1.89 kat, santral obesite olanlarda (bel çevresi erkek?102 cm, kadın?88 cm) 1.48 kat, obesite (BMI?30 kg/m²) olanlarda 1.79 kat, düşük HDL (<1.03 mmol/l erkek, <1.29 mmol/l kadın) 1.55 kat risk artışı gözlendi.
MI ve DM olgularından bağımsız olarak MS yaşlı finlandiyalı olgularda KY’ni öngörmüştür, fakat en önemli risk artışı hipertansif olgularda izlenmiştir. |
GİRİŞ
KY kardiyak mortalite ve morbiditeden sorumlu önemli
nedenlerdendir. Hipertansiyon (HT) ve koroner kalp hastalığı (KKH) kalp
yetersizliğinin ana nedenleridir. Diğer risk faktörleri; sol ventrikül
hipertrofisi, kapak hastalıkları, DM, sigara, obesite ve dislipidemidir. MS
kardiyovasküler hastalık riskini artıran faktörleri içermektedir. Çok az çalışma
NCEP kriterlerine göre tanımlanan metabolik sendromun KY ile ilişkisini
araştırmıştır. Bu çalışmanın amacı yaşlı finlandiyalı olgularda MS-KY ilişkisini
araştırmaktır.
MATERYAL VE METOD
Çalışma 1986-1988 yılları arasında doğu Finlandiyanın
Kuopio bölgesinde yürütüldü. Çalışmaya 1912-1921 yılları arasında doğan 1910
olgu alındı. Olguların %35’i 65-74 yaş arasındaydı. Katılım oranı %71 idi.
Başlangıçtaki kalp yetersizliği olguları (n=267) dışlandı, 65-74 yaş arası 1032
olgu çalışmaya dahil edildi.
Ağırlık, boy, bel ve kalça çevresi, kan basıncı
başlangıçta ölçüldü. Kan basıncı supin pozisyonda 5 dakika dinlendikten sonra
civalı ölçüm cihazı ile ölçüldü. Bel-kalça oranları, BMI hesaplandı, sigara
alışkanlığı sorgulandı, fiziksel aktivite durumu kaydedildi.
Kan örnekleri 12 saat açlık sonrası sabah alındı,
insülin kullananlar hariç tüm olgulara 75 gram glukoz ile OGTT yapıldı, plazma
glukoz, insülin, serum lipid, lipoprotein ve idrar albumin ölçümleri yapıldı.
Üriner albumin/kreatinin oranı hesaplandı.
Başlangıçta WHO kriterlerine göre tip 2 DM tanısı için
OGTT yapıldı ve açlık kan şekeri ile 2. saat tokluk kan şekeri ölçümleri
yapıldı. 1032 olgudan 77’si bilinen DM, 98’i yeni tanı DM olarak belirlendi.
Elektrokardiyografik sol ventrikül hipertrofisi (LVH) Minnesota kriterlerine
göre tanımlandı. Önceki kesin ve muhtemel MI durumu WHO MONICA ve modifiye
FINMONICA AMI kriterlerine göre belirlendi. Olgular başlangıçta MI olmayanlar ve
izlemde MI gelişenler şeklinde tanımlandı. Etik kuruldan ve tüm katılımcılardan
onay alındı.
MS tanımı: Çalışmada WHO, NCEP, IDF ve AHA
tanımlamaları kullanıldı. EGIR ve ACE kriterleri diyabeti dışladığı için
kullanılmadı. 4 komponentin her biri orjinal kritere göre tanımlandı (tablo 1).
KY tanımı: Başlangıçta KY tanısı uzmanlar
tarafından etiyolojik ve diyagnostik çalışma sonucu konmuştur. Raporlarda
etiyolojik neden ve 6 aydan uzun süreli ilaç tedavisi gereksinimi
belirtilmiştir. Tüm olguların KY eğilimi vardı (%64 HT, %53MI, %30 KKH, %42
kronik AF, %27 tip 2 DM). Tüm olgular beta bloker, ACE inhibitörü, ARB, diüretik,
digital grubu ilaçlardan en az bir tanesini alıyordu (%36’sı en az 3 tanesini
alıyordu). İzlemde KY tanımı; 303 KY olgusu haziran 2008’den önce hastane
kayıtlarından tanımlandı. Tanı için detaylı bilgi, etiyoloji, ilaç bilgisi,
ekokardiyografi bilgileri elde edildi. Tüm olgular KY için artmış risk taşıyordu
(%62 HT, %44 MI, %34 KKH, %46 Kronik AF, %28 tip 2 DM, %1 dilate KMP). Tüm
olgular beta bloker, ACE inhibitörü, ARB, diüretik, digital grubu ilaçlardan en
az bir tanesini alıyordu (%41’i en az 3 tanesini alıyordu). Ekokardiyografi 85
olguda tanıda yapılmıştı ve %41 olguda EF <%50 idi.
İstatistiksel analiz için SPSS 14.0 kullanıldı. Ki
kare, student t test ve Cox regresyon analizleri uygulandı. p<0.05 istatistiksel
olarak anlamlı kabul edildi.
SONUÇLAR
Ortalama takip süresi 20.7 yıl, 303 olgu takipta KY
tanısı aldı, KY tanısı alan grup ile KY tanısı almayan grup karşılaştırıldığında
önceki DM, takipte yeni MI gelişmesi, antihipertansif tedavi almak, MS olması
ilk grupta daha fazlaydı. Bu grup daha kilolu, dislipidemik, hipertansif ve
hiperglisemikti (tablo 2).
Tablo 3; 1032 olgunun 20 yıllık takipte MS’un KY’ni
öngörmede risk oranlarını (Hazard Ratio) (HR), diyabet ve miyokard infarktüsünün
hariç tutulduğu alt grupların analizini göstermektedir.
Cinsiyet ile metabolik sendromun hiçbir tanımı
arasında anlamlı ilişki yoktu. 4 kritere göre tanımlanan MS KY sıklığını
1.45-1.74 kat artırıyordu (yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite, alkol, sigara,
antihipertansif ilaç alımı, total kolesterol ve diyabete göre düzeltildiğinde)
(model 1). MI dışlandığında 1.43-1.99 kat risk artışı izlendi (model 2). Eski DM
olguları dışlandığında 1.37-1.87 kat risk artışı izlendi (model 3).
Şekil 1 MS tanımı yapılan 4 kritere göre Kaplan-Meier
eğrilerini göstermektedir. MS olan grupta tüm kriterlere göre bakıldığında MS
olmayan gruba göre KY insidansı daha yüksekti (p<0.001).
Tablo 4 tek komponente göre risk oranlarını
göstermektedir. Model 1 tüm olguları, model 2 DM ve MI hariç olguları
göstermektedir. Tek komponente göre MS KY öngördürücülüğü model 1 ve tablo 3,
IDF ve AHA kriterlerine göre; AKŞ≥5.6 mmol/l HR:1.70 , NCEP kriterlerine göre
AKŞ≥6.1 mmol/l HR:1.47 , WHO kriterlerine göre HT (KB≥140/90 mmHg veya ilaç
kullanımı var) HR:1.52 , IDF kriterlerine göre santral obesite (bel çevresi≥94
cm erkek, ≥80 cm kadın) HR:1.36 , NCEP ve AHA kriterlerine göre santral
obesite (bel çevresi≥102 cm erkek, ≥88 cm kadın) HR:1.40 , WHO kriterlerine
göre obesite (BMI≥30 kg/m²) HR:1.55 , NCEP, IDF, AHA kriterlerine göre TG≥1.7
mmol/l HR:1.40 , HDL<1.03 mmol/l (erkek), <1.29 mmol/l (kadın) HR:1.48 kat
risk artışı gözlenmiştir. Model 2’ye göre DM ve MI olguları dışlandığında;
AKŞ≥6.1 mmol/l HR:1.46 , AKŞ≥5.6 mmol/l HR:1.62 , HT (KB≥140/90 mmHg veya
ilaç kullanımı var) HR:1.89 , santral obesite (bel çevresi≥94 cm erkek, ≥80 cm
kadın) HR:1.49 , bel çevresi≥102 cm erkek, ≥88 cm kadın HR:1.48 , obesite
(BMI≥30 kg/m²) HR:1.79 , HDL<1.03 mmol/l (erkek), <1.29 mmol/l (kadın) HR:1.55
kat risk artışı gözlenmiştir. TG≥1.7 mmol/l HR:1.29 model 2 grubunda KY
açısından öngördürücü düzeyde saptanmadı.
TARTIŞMA
20 yıllık toplum temelli takip çalışması MS olan yaşlı
Finlandiyalı olgularda MI ve Diyabetten bağımsız olarak kalp yetersizliğini
öngördürmüştür. Bununla birlikte en güçlü öngördürücü komponent
Hipertansiyondur.
Birkaç prospektif çalışma KY-MS arasındaki ilişkiden
bahsetmektedir. Bununla birlikte eski çalışmalar ile karşılaştırıldığında bizim
çalışmamız oldukça güçlüdür. Sadece bir çalışma KY-MS ilişkisinden bahsetmekte
(MI olguları dışlanmış) ve anlamlı sonuç bulunamamıştır. Hiçbir çalışma diyebet
sıklığının etkisini çalışmamıştır. Aslında bizim çalışmamız yaşlı bir toplumu ve
uzun bir zamanı kapsamaktadır.
OGTT insülin kullanan olgular hariç başlangıçta tüm
olgulara yapıldı. KY riski sadece MS ile değil MI ve DM olması ile birlikte de
artmaktadır. KY insidansı MS olgularında DM ve MI’dan bağımsız olarak
artmaktadır. Aslında bizim çalışmamız metabolik sendromun MI ve DM’dan bağımsız
olarak KY insidansını artırdığını güçlü bir şekilde kanıtlamaktadır. Eski
prospektif çalışmalar NCEP kriterleri temel alınarak yapılmıştır, 2 eski çalışma
ise bel çevresini kriter olarak kullanmıştır. Biz metabolik sendromun tüm tüm
orjinal komponentlerini kullandık, çalışmamızda MS-KY ilişkisinde AHA
kriterlerine göre en yüksek risk oranı (HR), WHO kriterlerine göre en düşük risk
oranı saptanmıştır. Buna göre AHA kriterlerine göre yapılan değerlendirmeler
metabolik sendromun 5 kriterinden 3 veya daha fazlasının kombinasyonunu
içerdiğinden KY riskini belirlemede daha kullanışlı gibi görünmektedir (bak.
Tablo 1).
Biz ayrıca tek komponente göre MS-KY
öngördürücülüğünün önemini vurguladık. Tek komponentin öngördürücülük düzeyi
MS’a eşit veya daha yüksek saptanmıştır. HT en yüksek risk oranına sahiptir ve
metabolik sendromun herhangi bir tanımlamasından daha güçlü ve daha yüksek
oranda KY öngördürücüdür.
AKŞ ve düşük HDL daha yüksek risk oranına sahip (WHO
ve NCEP ye göre), obesite AHA kriterleri hariç daha yüksek risk oranına
sahiptir. Bizim bulgularımıza göre AKŞ, obesite, düşük HDL ve özellikle HT tek
komponent olarak KY öngörmede önemli bileşenlerdir. HT en güçlü risk faktörü
olarak görünüyor.
Obesite yönünden bakacak olursak; BMI bel çevresinden
daha yüksek risk oranına sahiptir. İsveçte yapılan 1187 erkek olguyu içeren 50
yıldan uzun süreli çalışmada BMI benzer şekilde bel çevresinden daha yüksek
oranda KY öngördürücü olmuştur. Bizim çalışmamıza göre MS yaşlılarda KY
öngörmede oldukça değerli bir kanıt olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte MS
ve komponentleri KY öngörmede eşit güce sahip değildir.
Sonuç olarak; MS kendi komponentleri kadar güçlü
olmamakla birlikte bir klinik araç olarak kullanılabilir, klinisyeni gelecekte
KY olasılığına karşı uyarmada faydalı olabilir.
Çalışmanın kısıtlılıkları; sadece yaşlı olguları
içermesi, orta yaş grubunun olmaması sürvi analizinin yapılamamasına sebep
olmuştur. Ekokardiyografi başlangıçta tüm olgulara yapılmamıştır, 80’lerin sonu
90’ların başında KY tanısı için ekokardiyografi rutin olarak kullanılmıyordu,
çoğu olguda tanı göğüs röntgeni ve klinik bulgulara dayanıyordu.
SONUÇ
4 kritere göre tanımlanan MS DM ve MI’dan bağımsız
olarak KY insidansını öngörmede yaşlı bireylerde kullanılabilir. MS
komponentlerinden birisi olan HT KY insidansı için en yüksek risk oranına
sahiptir. Bizim bulgularımız Metabolik sendromun MI ve DM’dan bağımsız olarak KY
için bir risk faktörü olduğunu desteklemektedir, fakat HT en güçlü KY
öngördürücü faktördür.

|