[English] | |
Türk Kardiyoloji Derneği Genç Kardiyologlar Alt Kurulu Elektronik Bülteni Yıl: 4 Sayı: 2 / 2021 |
|
Yorumlayan : Dr. Elif Hande Özcan Çetin Çalışmanın adı: DECAAF II: efficacy of DE-MRI-guided fibrosis ablation vs. conventional catheter ablation of persistent atrial fibrillation Yayınlandığı kongre: ESC 2021 Giriş: 2014’te yayınlanan DECAAF çalışmasında, kateter ablasyonu uygulanan AF hastalarında, gecikmeli kontrastlı manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ile öngörülen atriyal fibrotik dokunun tekrarlayan aritmi olasılığı ile ilişkili olduğu gösterildi. Atriyal fibrotik dokunun işlem öncesinde değerlendirilerek pulmoner ven izolasyonuna ek olarak atriyal fibrozisi hedefleyen ablasyon yapılması AF nüksünü azaltabilir. Amaç: DECAAF II çalışmasında, persistan AF'si olan hastalarda, geleneksel PVI'ya ek olarak görüntüleme kılavuzluğunda fibrozis ablasyonu yapılmasının ablasyon başarı oranlarını iyileştirmede tek başına PVI'dan daha üstün olduğu hipotezinin değerlendirilmesi amaçlandı Metod: DECAAF II çalışmasına dünya çapında 44 merkezden kalıcı AF'si olan öncelikle 1024 hasta incelenerek, uygun 843 hasta çalışmaya dahil edildi. Katılımcılar ya PVI artı görüntüleme kılavuzluğunda fibrozis ablasyonu (müdahale grubu) ya da tek başına PVI (kontrol grubu) olmak üzere iki gruba randomize edildi. Tüm hastalara ablasyondan önce ve işlemden yaklaşık üç ay sonra geç gadolinyum güçlendirme (LGE)-MRG uygulandı. (Bu görüntüleme tekniği hastalıklı veya fibrotik dokunun yeşil renkle gösterildiği ve sağlıklı dokunun mavi renkle vurgulandığı sol atriyumun 3 boyutlu bir fibrozis haritasını oluşturur.) Müdahale grubunda fibrotik dokunun ablasyonuna rehberlik etmek için prosedür sırasında başlangıç görüntüleri kullanıldı - operatörlere PVI'ya ek olarak ablasyon sırasında görüntülerdeki fibrotik dokuyu kapsamaları veya çevrelemeleri gerektiği belirtildi. Kontrol grubundaki operatörlere, ek lezyonlar eklemeden sadece pulmoner venleri çevrelemeleri önerildi. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 62.1 yıldı ve %78.8'i erkekti. Başlangıçta atriyal fibrozis seviyeleri değerlendirildiğinde, 98 hastanın (%11,6) evre I (sol atriyal duvarın toplam hacminin %10'undan az), 395 (%46,9) evre II (atrial fibrozis, sol atriyumun hacminin %10-20 ini içermekte), 281 (%33,3) evre III (atrial fibrozis, sol atriyumun hacminin %20-30 ini kapsamakta) ve 69 (%8.2) evre IV (atrial fibrozis, sol atriyumun hacminin %30'dan fazla) idi. İlk DECAAF çalışmasının sonuçlarını doğrular şekilde, başlangıç fibrozis düzeyi, özellikle daha yüksek fibrozis düzeylerinde, AF ablasyon sonuçlarının öngörücüsü olarak saptandı Tedaviye yönelik analize göre, PVI'ya ek olarak görüntüleme kılavuzluğunda fibrozis ablasyonu, tek başına PVI ile karşılaştırıldığında ablasyon sonrası nüks oranlarını iyileştirmemektedir. Bununla birlikte, tedavi edilen analizde, görüntüleme kılavuzluğunda fibrozis ablasyonu, başlangıçta düşük düzeyde fibrozisi olan AF hastalarda ablasyon başarı oranlarında anlamlı fayda sağlamaktadır. Yorum: DECAAF II çalışmasının sonuçları, düşük düzeyde fibrozisi (sol atriyum hacminin %20'sinden azı) olan AF hastalarında atriyal fibrozisin hedeflenmesinin ablasyon sonuçlarını iyileştirebileceğini düşündürmektedir. Ek olarak, bulgular, başlangıçta yüksek fibrozis seviyeleri olan AF hastalarında, PVI'nın birincil ablasyon stratejisi olarak kalması gerektiğini vurgulamaktadır. |
2024 © Bu sitenin tüm hakları Türk Kardiyoloji Derneğine aittir. |