Akut Miyokard İnfarktüsünde Trombolitik Tedavi

GİRİŞ

Akut miyokard infarktüsü (AMİ)’nden sorumlu olan patolojinin, çoğunlukla çatlamış bir aterosklerotik plakta trombüs gelişmesinin olduğu ve bunun arteri tıkayarak nekroza yolaçtığı gösterilmiştir. Bazı hastalarda spontan pıhtı eritici mekanizmalarla bu trombüz eriyebilir. Eğer pıhtının erimesi çok kısa zaman içinde olursa, oluşacak infarktüs alanı küçük olur ve ventrikül fonksiyonalrı bozulmadan veya çok az etkilenerek kalır (1). Önceleri bu sürenin 6 saatten az olması gerektiği düşünülmekle birlikte, son çalışmalarla yararlılığın azalarak 12 saate kadar olan pıhtı erimelerinde de devam ettiği görülmüştür. Trombüs eritici ilaçlar ile pıhtıyı eritmek (trombolitik tedavi), son yıllarda AMİ tedavisindeki en çarpıcı gelişmelerden biri olarak tıpta yerini almış bulunmaktadır. Önceleri trombolitik ilaçlar intrakoroner olarak verilirken, IV olarak da yaklaşık oranlarda aynı etkiyi gösterdiği ve reperfüzyonu sağladığı gösterilmiştir. Ayrıca IV yoldan vermenin, intrakoroner olarak vermeye oranla çok daha kolay olması ve tedaviye hemen başlanabilmesi, tedavide çok önemli olan zaman faktörünü en iyi şekilde değerlendirmeye olanak vermiştir.

AMİ’ünde uygulanan trombolitik tedavinin mortalitede, geleneksel tedavi ile elde edilene ek olarak %20-25 civarında azalma sağladığı birçok kontrollü çalışmalarla gösterilmiştir. Çeşitli trombolitik ilaçların lokal ve sistemik yan etkileri olmakla birlikte, yararları dikkate alındığında, kabul edilebilir bir yan etki beklentisi ile uygulanmaları sözkonusudur. Amaç, AMİ’lü hastalara ilk saatlerde trombolitik tedaviye başlayabilmek için gerekli bilgilendirmeyi ve sağlık organizasyonunu sağlamaktır. Bugün için gelişmiş ve sağlık organizasyonu üst düzeyde olan ülkelerde bile trombolitik tedavi, uygulama endikasyonu olan hastaların ancak 1/3 kadarında yapılabilmektedir. Ülkemizde de uygulanmasında sakınca olmayan tüm AMİ’lü hastalara bilinçli bir şekilde, mümkün olduğunca kısa sürede trombolitik tedavi verilebilmelidir. Bu uygulamaya yardımcı olmak üzere, Türk Kardiyoloji Derneği AMİ’ünde trombolitik tedavi ilkelerini belirleyen bu kılavuzu hazırlamıştır.

AMİ seyrinde erken olarak verilen asetilisilik asidin (aspirin, ASA) mortaliteyi tek başına %23’e varan bir oranda azalttığı, ayrıca trombolitik tedavi ile birlikte verildiğinde bu oranın %40’lara kadar çıktığı gösterilmiştir (2). Bu nedenle, eğer kesin bir kontrendikasyon yoksa, trombolitik ilaçlar verilecek olsun veya olmasın, hastalara hemen aspirin verilmelidir.