Kalp Yetersizliği Elektronik Haber Bülteni Yıl: 3 Sayı: 5 / 2011


Kalp Yetersizliği ÇG
Yönetim Kurulu


Başkan:
Dr. Özlem Yıldırımtürk

Y.K. adına Koordinatör:
Dr. Dursun Aras

Y.K. adına Koordinatör:
Dr. Bülent Mutlu

Üyeler
Dr. K. Emre Aslanger
Dr. Zübeyde Bayram
Dr. Ali Kemal Kalkan
Dr. Hakkı Kaya
Dr. Taner Şen


Yazarlar:
Prof Dr Yüksel Çavuşoğlu
Doç Dr Ersel Onrat
Yrd Doç Dr Taner Ulus



Geçmiş anket sonuçları

Bülten İstek Formu


5--295--29

Relationship between improvement in left ventricular dyssynchrony and contractile function and clinical outcome with cardiac resynchronization therapy: the MADIT-CRT trial. ESC-HFA Kongresi, Göteborg, İsveç, 21-24 Mayıs 2011

KY Bülteni - MADIT-CRT’nin speckle-tracking eko ile yapılan alt çalışması, CRT-D’nin, tek başına ICD’ye üstünlüklerini genişleterek doğruluyor. (Yard.Doç.Dr. Taner ULUS)MADIT-CRT’nin speckle-tracking eko ile yapılan alt çalışması, CRT-D’nin, tek başına ICD’ye üstünlüklerini genişleterek doğruluyor.

Yard.Doç.Dr. Taner ULUS

2009 yılında yayınlanan MADIT-CRT çalışması, defibrilatörlü kardiyak resenkronizasyon tedavisinin (CRT-D), tek başına implante edilebilen kardiyoverter defibrilatör (ICD) ile karşılaştırıldığında ölüm ve nonfatal kalp yetersizliğini (KY) %34 oranında azalttığını (HR 0.66, 0.52-0.84, p <0.001) ortaya koymuştu. MADIT-CRT’nin bir alt çalışması olan bu çalışmada; 1) CRT-D’nin tek başına ICD’ye göre, sol ventrikül (SV) dissenkronisi ve kontraktil işlevi üzerine uzun dönem etkilerinin iki boyutlu speckle-tracking ekokardiyografi (STE) ile değerlendirilmesi, 2) bunların klinik sonuçlara olumlu yansıyıp yansımadığının belirlenmesi amaçlanmıştır.

Çalışmaya New York Kalp Cemiyeti (NYHA) sınıf I/II, ejeksiyon fraksiyonu (EF)<%30, QRS>130 msn ve görüntüleri STE incelemesine uygun 761 KY hastası (434 CRT-D, 327 ICD hastası) alınmış ve hastalar çalışmanın başında ve 12. ayında iki kez STE ile incelenmiştir.

Çalışma sonunda CRT-D grubunda, hem SV dissenkronisinde hem de kontraktilite bozukluğunda, ICD grubuna göre anlamlı ölçüde daha fazla düzelmeler bulunmuştur. İlaveten, CRT-D grubundaki bu düzelmelerin, bir yıllık izlem sonunda daha düşük primer son nokta (ölüm ve kalp yetersizliğinde ilerleme) ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. ESC-HFA Kongresi, Göteborg, İsveç, 21-24 Mayıs 2011

Bu sonuçlar, CRT-D tedavisinin hem SV dissenkronisinde hem de kontraktil işlevinde tek başına ICD’ye göre anlamlı düzelmeler sağladığını ve bu parametrelerdeki düzelmelerin daha iyi klinik sonuçlarla ilişkili olduğunu destekliyor.

Çalışmaya; hafif semptomu olan (iskemik ise NYHA sınıf I/II, noniskemik ise NYHA sınıf II), EF<%30, QRS>130 msn olan KY hastaları alındı. Yeterli görüntü kalitesine sahip olmayan hastalar çalışmadan dışlandı. Toplam 761 hasta, 434’ü CRT-D, 327’si ICD grubu olmak üzere iki gruba randomize edildi.

Hastalara EF ve SV volümlerini içeren standart eko incelemesi yapıldı. Ardından B-mod STE ile SV dissenkronisi ve kontraktilitesi değerlendirildi.
Bu yöntem, kalp içindeki çoklu referans noktalarını izleyerek kardiyak hareketi tanımlar. Bu yöntemle longitudinal, sirkumferansiyel, radial/tranvers yönlerdeki harekete ait veriler elde edilir. Bilinen Doppler ve doku Doppler incelemelerinden farklı olarak açı bağımlı değildir ve pasif hareket ile aktif kontraksiyonu birbirinden ayırt edebilir.
Sol ventrikülün mekanik dissenkronisi, apikal 4- ve 2-boşluk görüntülerinden 12 anatomik segment boyunca sistol esnasında bölgesel pik transvers straine karşılık gelen zamanın standart sapması olarak belirlendi (msn) (Şekil 1). Global longitudinal strain SV kontraktil işlevinin detaylı bir ölçüm yöntemidir ve apikal 4- ve 2- boşluk görüntülerinden 12 anatomik segment boyunca pik longitudinal strain’in ortalamasıyla elde edildi (%).

Çalışmanın amacı; uzun dönem CRT-D uygulamasının ICD ile karşılaştırıldığında SV dissenkroni ve kontraktil fonksiyonları üzerine etkisi ile bu etkilerin klinik yarar ile ilişkisini değerlendirmekti.
Çalışma sonunda SV dissenkronisinde ve kontraktilitesinde her iki grupta da başlangıca göre iyileşme görüldü. Bununla birlikte, CRT-D grubunda her iki parametre için de iyileşme ICD grubuna göre anlamlı ölçüde daha fazlaydı (her iki parametre için de p<0.001). Dissenkronideki ve kontraktilitedeki iyileşmelerin birbiriyle olan korelasyonu ise zayıftı. Her iki parametre için de en fazla düzelme sol dal bloklu, QRS>150 msn ve noniskemik kardiyomiyopatisi olan hastalarda bulundu. Her iki parametredeki düzelme SV diyastol ve sistol sonu volümleri ve EF ile yakın korelasyon içindeydi.

Sol ventrikül dissenkronisindeki ve kontraktil fonksiyonundaki iyileşme bir yıllık takip sonunda primer sonlanımda anlamlı derecede azalma ile ilişkiliydi (Tablo 1). Sol ventrikül kontraktilitesindeki düzelme, dissenkroniye göre klinik sonlanımda azalma ile daha sıkı bir ilişki içinde idi (Tablo 1). Sol ventrikül dissenkronisindeki her 20 msn azalma bir yıllık izlem sonunda primer son noktada %7 azalma, SV kontraktilite bozukluğundaki her %1 iyileşme ise %24 azalma ile ilişkiliydi.

Sonuç olarak ilk defa çok merkezli büyük, randomize bir çalışmada CRT-D tedavisinin SV dissenkronisi ve kontraktil işlevine olumlu etkileri önceki eko yöntemlerine göre bir takım teknik üstünlükleri olan STE yöntemiyle gösterildi ve STE ile saptanan düzelmelerin bir yıllık takip sonrası klinik yarar ile sonuçlandığı görüldü. Bu STE ölçümlerinin daha önceki doppler tekniklerinden farklı olarak, CRT’den daha iyi fayda görecek hastaların belirlenmesinde çok daha güvenilir teknikler olacağı düşünülüyor. Diğer benzer çalışmalarda olduğu gibi bu çalışmanın verileri de CRT’den en iyi fayda görecek hasta grubunun sol dal bloklu, QRS >150 msn ve noniskemik kardiyomiyopatili hasta grubu olduğunu bir kez daha vurguluyor.

 

 

Ayarlanmamış risk oranı

Bazal durum, tedavi, iskemik durum ve SV sistol sonu volüm için ayarlamadan sonraki risk oranı

Çok değişkenli analiz a

Dissenkronideki
iyileşme
(her 20 msn azalma)

0.93(0.89-0.98), p=0.007

0.93(0.87-0.99), p=0.047

0.95(0.89-1.02), p=0.17

SV
kontraktilitesindeki iyileşme (her %1 artış)

0.84(0.78-0.91), p<0.001

0.76(0.66-0.85), p<0.001

0.77(0.68-0.86), p<0.001

Tablo 1: SV dissenkronisi ve kontraktil işlevindeki değişiklikler ile primer son nokta arasındaki ilişki. A: Bazal SV dissenkronisi ya da kontraktilitesi, tedavi, iskemik durum, SV sistol sonu hacmi, SV ejeksiyon fraksiyonu, yaş, cinsiyet, QRS, ve sol dal bloğu için ayarlama yapıldı. SV: Sol ventrikül.



5--29

2008 - 2025 © Bu sitenin tüm hakları Türk Kardiyoloji Derneğine aittir.