Kalp Yetersizliği ÇG
Yönetim Kurulu
Başkan:
Dr. Özlem Yıldırımtürk
Y.K. adına Koordinatör:
Dr. Dursun Aras
Y.K. adına Koordinatör:
Dr. Bülent Mutlu
Üyeler
Dr. K. Emre Aslanger
Dr. Zübeyde Bayram
Dr. Ali Kemal Kalkan
Dr. Hakkı Kaya
Dr. Taner Şen
Yazarlar: Dr. Mehmet Yokşoğlu
Dr. Burak Pamukçu
Dr. Mehdi Zoghi
Konuk Uzman:
Dr. Ertan Ökmen
|
|
Geçmiş anket sonuçları
Bülten İstek Formu
|
  The influence of renal function on clinical outcome and response to b-blockade in systolic heart failure: Insights from metoprolol CR/XL randomized intervention trial in chronic HF (MERIT-HF). Journal of Cardiac Failure 2009; 15(4): 310-18
KY Bülteni - Sistolik kalp yetersizliğinde bozulmuş böbrek işlevinin ve metoprolol CR/XL tedavisinin klinik sonuçlar üzerine etkisi (Dr. Burak Pamukçu)Sistolik kalp yetersizliğinde bozulmuş böbrek işlevinin ve metoprolol CR/XL tedavisinin klinik sonuçlar üzerine etkisi
Dr. Burak Pamukçu Amaç: Böbrek işlev
bozukluğunun sistolik kalp yetersizliğinde β blokerlere yanıtı ve ölüm üzerine
etkinliği konusunda sınırlı miktarda bilgi mevcuttur.
Yöntem ve sonuçlar:
Böbrek işlevi basitleştirilmiş ‘Böbrek Hastalığında Diyetin Düzenlenmesi’ (MDRD)
eşitliği kullanılarak hesaplanan glomerül filtrasyon hızı (eGFR) ile
değerlendirildi. MERIT-HF çalışmasındaki hastalar MDRD formülü ile belirlenen
böbrek işlevlerine göre üç böbrek işlev alt grubuna ayrıldı: eGFRMDRD
>60 (n=2496), eGFRMDRD 45’den 60’a kadar olanlar (n=976) ve eGFRMDRD
<45 mL/dk/1.73m2 vücut yüzey alanı (n=493). Risk oranı (HR) önceden
belirlenmiş risk faktörleri için düzeltilerek kısmi COX risk modeli kullanılarak
hesaplandı. eGFRMDRD >45 olan plasebo grubu hastaları eGFRMDRD
>60 olanlara göre belirgin derecede yüksek riske sahipti: Tüm nedenlere bağlı
ölüm için HR 1.90 (%95 güven aralığı (CI), 1.28-2.81), ortak sonlanım noktası
olan tüm nedenlere bağlı ölüm/ kalp yetersizliğinin kötüleşmesi nedeniyle
hastaneye yatırılma için HR 1.91 (%95 CI, 1.44-2.53). eGFR<45 olup metoprololün
kontrollü salınım/uzamış salınım (CR/XL) formu verilen hastalarda sağlanan
yüksek orandaki risk azalması sayesinde azalmış böbrek işlevine bağlı belirgin
bir risk artışı izlenmedi. Total mortalite için metoprolol CR/XL grubu plasebo
ile karşılaştırıldığında eGFRMDRD <45 olanlarda HR, 0.41 (%95 CI,
0.25-0.68, p<0.001), eGFRMDRD >60 olanlarda 0.71 (%95 CI, 0.54-0.95;
p<0.21) bulundu. Ortak sonlanım noktası içinse ilgili risk oranları sırasıyla
HR, 0.44 (%95 CI, 0.31-0.63; p< 0.0001) ve HR, 0.75 (%95 CI 0.62-0.92; p=0.005)
olarak bulundu. Tedavinin total mortalite ile etkileşimi için p=0.095; ortak
sonlanım noktası ile etkileşimi için p=0.011 olarak bulundu. Her 3 böbrek işlev
alt grubunda da metoprolol CR/XL iyi tolere edildi.
Sonuçlar:
eGFR ile hesaplanan böbrek işlevi ölüm ve kalp yetersizliğinde kötüleşme
nedeniyle hastaneye yatış için güçlü bir öngördürücüydü. Metoprolol CR/XL ölüm
ve kalp yetersizliğinde kötüleşme nedeniyle hastaneye yatışı azaltmada eGFR<45
olan hastalarda da en az eGFR>60 olan hastalardaki kadar etkili bulundu. |
Böbrek işlev bozukluğu sistolik kalp yetersizliğine sıklıkla eşlik etmekte olup
mortalite artışı ile olan ilişkisi gösterilmiştir.1,2 Sistolik kalp
yetersizliği ile birlikte böbrek işlev bozukluğu olan hastalarda böbrek
işlev bozukluğunun ölüm ve özel nedenlerle hastaneye yatış üzerine etkileri
ve beta blokerlerin bu hastalarda iyi tolere edilip edilmediği hakkında
kısıtlı miktarda bilgi mevcuttur.
Kronik böbrek hastalığında sempatik aktivite artmış olup3,4 anjiyotensin
dönüştürücü enzim inhibitörleri ve anjiyotensin reseptör blokerlerinin bu
sempatik akitiviteyi azalttığı ancak normale döndüremediği gösterilmiştir.5
Bu nedenle beta blokerlerin kullanımının kronik böbrek yetersizliğinde (KBY)
yararlı etkileri olabilir. Beta blokerlerin böbrek işlev bozukluğu ile
birlikte kalp yetersizliği olan hastalarda etkinliğini az sayıda çalışma
incelemiş olmakla beraber bu çalışmalar yararlı etkilerin korunduğuna işaret
etmektedir.6-11
Böbrek işlevinin ölüm üzerine etkisi iki çalışmada incelenmiş olup bu
çalışmaların sonuçları çelişkilidir. ‘Kalp yetersizliği bisoprolol 2’
çalışmasında (CIBIS II) ölüm oranı ve böbrek işlevi arasında ilişki
saptanmamıştır.6 Sol ventrikül disfonksiyonu çalışmalarında (SOLVD),12
aritmi nedeni ile artmış ölüm riski yanında böbrek işlevindeki bozulma ile
birlikte ilerleyici kalp yetersizliğinden ölüm arasında anlamlı ilişki
bulunmuştur.
Bu çalışmada böbrek işlevinin klinik olay mutlak riski ve oranı üzerine
etkisini ve sistolik kalp yetersizliği olan hastalarda metoprololün CR/XL
formunun tolere edilebilirliği ve risk düşürücü etkisini incelemek üzere
MERIT-HF çalışması verileri incelenmiştir.
Metodlar
MERIT-HF çalışması 3991 hastanın alındığı prospektif, randomize, plasebo
kontrollü bir klinik çalışmadır.13,14 Bu çalışma MERIT-HF’in bir alt
çalışması olup başlangıçtaki MDRD eşitliği16,17 kullanılarak hesaplanan eGFR
değerlerine göre hastalar 3 böbrek işlev grubuna ayrılmıştır; eGFRMDRD >60
(n=2496), eGFRMDRD =45-60 (n=976) ve eGFRMDRD <45 mL/dk/1.73m2 vücut yüzey
alanı (n=493). MERIT-HF çalışmasının tasarımı ve ana sonuçları daha önce
yayınlanmıştır.13,14 Özetle bu çalışmaya alınan hastalar 40-80 yaş arası, EF<%40
ve New York Kalp Cemiyeti (NYHA) fonksiyonel sınıfı çalışmaya alınmadan önce
en az 3 ay önceden itibaren II-IV olan kalp hızı ≥68 olan hastalardı. Ölüm
oranı ve özel sebeple hastaneye yatış bağımsız bir komite tarafından
değerlendirilmişti.
Bu çalışmada ana amaç olan böbrek işlevinin mortalite ve hastaneye yatışa
etkisi farklı böbrek işlev gruplarında Cox orantısal risk modeli ile
belirlenmiştir.
Sonuçlar
Tablo 1 hastaların klinik özelliklerini göstermektedir. eGFRMDRD için
ortalama değerler 37, 53 ve 78 mL7dk/1.73m2/BSA olarak hesaplanmıştır. Tablo
2 sonlanım noktaları ve olay oranlarını ifade etmektedir. Tüm nedenlere
bağlı mutlak ölüm riski eGFRMDRD < 45 olan grupta 21.7/100 hasta takip yılı,
eGFRMDRD >60 olan grupta ise 8.9 olarak bulunmuştur; (HR,1.90 %95 CI,
1.28-2.81). Metoprolol CR/XL grubunda sonlanma noktalarında istatistiksel
olarak anlamlı artış saptanmamıştır. Tablo 3’te plasebo ve metoprololü her
üç eGFRMDRD grubunda hem düzeltilmiş hem düzeltilmemş biçimde
göstermektedir. Bu veriler Şekil 1’de de ifade edilmiştir. Randomizasyon
grubuna göre hastaneye yatış verilerinin karşılaştırması şekil 2’de
gösterilmiştir.
eGFRMDRD <45 olan grupta 1 yaşam kurtarmak için 1 yıl boyunca tedavi
edilmesi gereken hasta sayısı 8 iken bu sayı eGFRMDRD >60 olan grupta 40
hasta olarak belirlenmiştir. Bir hastanın kalp yetersizliğinde kötüleşme
nedeni ile hastaneye yatışını engellemek için 1 yıl boyunca tedavi edilmesi
gereken hasta sayıları ise eGFRMDRD<45 ve eGFRMDRD>60 olan gruplarda
sırasıyla 4 ve 31 olarak belirlenmiştir.
Metoprolol CR/XL her üç böbrek işlev grubunda da iyi tolere edilmiştir.
Ortalama metoprolol dozu eGFRMDRD <45 olan grupta 141 mg, eGFRMDRD 45-60
olan grupta 149 mg ve eGFRMDRD >60 olan grupta ise 164 mg olarak
hesaplanmıştır. Hangi böbrek işlev grubundan olursa olsun hastaların %80’den
fazlası 100mg/gün metorpolol dozuna erişmiştir. Yavaş kalp hızı, kalp
yetersizliğinde kötüleşme nedeni ile ilacı tolere edememe 3 alt grupta da
benzer oranlarda izlenmiş olup plasebodan farklı değildir.
Yan etki nedeni ile ilacı bırakma plasebo ve metoprolol gruplarında böbrek
işlevindeki düşüle birlikte artmıştır. En sık bildirilen ilacı bırakma
nedeni kalp yetersizliğidir. Diğer yan etkiler halsizlik, bradikardi,
başdönmesi ve hipotansiyondur.
Tartışma
Bu çalışma böbrek işlevinin artmış ölüm riski ve hastaneye yatış oranı için
güçlü ve bağımsız bir öngördürücü olduğunu doğrulamıştır. Plasebo grubunda
ölüm ve hastaneye yatış riski artışı böbrek işlevinde azalma ile beraber
kalp yetersizliğinin kötüleşmesi ile açıklanmıştır. İlginç olarak
metroprolol verilen grupta böbrek işlevindeki azalmanın plasebo grubundakine
benzer bir artışa neden olmadığı bunun da metoprolol CR7XL tarafından
sağlanan yüksek orandaki risk azalmasına bağlı olduğu görülmüştür.
CIBIS II çalışmasında bisoprolol tedavisinin GFR<60 olan hastalarla GFR>60
olan hastalarda benzer etkiyi gösterdiği bildirilmiştir.6 ‘Cooperative
Cardiovascular Project’ isimli 20,902 hastalık bir gözlemsel çalışmada EF<%40
olan hastalarda beta bloker tedavisinden kreatinin düzeyi 2.0mg/dL’nin
üzerinde olanların daha fazla yarar gördüğü gösterilmiştir.7
Bu çalışma metoprololün 1 hasta yaşamı kurtarmada ve 1 hastanın kalp
yetersizliğinde kötüleşme nedeni ile hastaneye yatışını önlemede eGFRMDRD
<45 olan grupta da en az eGFRMDRD >60 olan gruptaki kadar etkili olduğunu
göstermiştir.
Kalp yetersizliğinin kötüleşmesi ile böbrek işlev bozukluğu arasındaki
ilişki iyi tanımlanmamıştır. Kronik hipoksiyle birlikte artmış miyokard
metabolizması ve hücresel düzeyde hipoksiye neden olan otonom sistem
dengesinin sempatik aktivite lehine bozulmasına bağlı olduğu ileri
sürülebilir.18 Adrenerjik aktivitenin artışı, vazokonstriksiyon miyokard
üzerinde toksik etki gösterebilir.3 Renin-anjiyotensin aldosteron sistemi
etkinleşmesi, endotel disfonksiyonu, inflamasyon, oksidatif stres diğer
etkili faktörler olabilir.19 Beta blokerler bu etkilere karşı etki
göstererek faydalı olabilmektedir.20-25 Çalışmanın önemli bir bulgusuda
çoğunlukla kalp yetersizliğinde kötüleşmeye bağlanan 2 kata varan ölüm riski
artışıdır. SOLVD çalışmasının tedavi kollarında birinde de böbrek
işlevlerinin bozulmasıyla pompa yetersizliğine bağlı ölüm oranlarında artış
bildirilmiştir.12
Kısıtlılıklar
Hemoglobin düzeyi için düzeltme yapılmamış olması, kreatinin düzeyinin
takipte izlenmemesi ve ölçülen yerine hesaplanan GFR değerleri kullanılması
sayılabilir.
Sonuçlar
eGFR ile hesaplanan böbrek işlevi kalp yetersizliğinde kötüleşmeye bağlı
hastaneye yatış ve ölüm için güçlü bir öngördürücüdür. Gelecekte ölüm
oranlarını inceleyecek çalışma modellerinde böbrek işlevleri yer almalıdır.
Metoprolol CR/XL ölüm ve kalp yetersizliğinde kötüleşme nedeniyle hastaneye
yatışı eGFRMDRD <45 olan hastalarda da en az eGFRMDRD >60 olan hastalarda ki
kadar etkili olarak azaltmaktadır. Sistolik kalp yetersizliği olan
hastaların çoğunda böbrek işlev bozukluğu da mevcuttur. Uygun beta bloker
tedavisi ile çok sayıda hastanın yaşamı kurtarılıp kalp yetersizliğinde
kötüleşme nedeniyle hastaneye yatış önlenebilir.
Bu çalışmada ana amaç olan böbrek işlevinin mortalite ve
hastaneye yatışa etkisi farklı böbrek işlev gruplarında Cox
orantısal risk modeli ile belirlenmiştir.






|